O küredeki renkler, dünyanın en güzel tablolarına taş çıkarır, ona ilahi bir huzur bahşederken küre, onun dünyaya açılan büyülü penceresi hissini verirmiş.
SİHRİ BOZULAN İLİŞKİLER
Ah, ilişkiler… Sihirli bağlar. Ama o büyü bir kez düşerse, yeterince güven ve ilgiyle beslenmezse, geri dönüşü olmayan bir kırılma yaşanır. Hayatımda bunun harika bir örneğini sevgili dostum Sulhi üstadım anlatmıştı.
Semerkant’ta yaşayan bir sahip, terasındaki kristal küre ile her sabah güneşin doğuşunu, her akşam da batışını izlermiş. O küredeki renkler, dünyanın en güzel tablolarına taş çıkarır, ona ilahi bir huzur bahşederken küre, onun dünyaya açılan büyülü penceresi hissini verirmiş.
Ama bir gün… Küre, bulunduğu sedef kakmalı sehpanın üzerinden yere düşer! Tuzla buz olur. Semerkant’ın en usta zanaatkârları toplanır terasa. Sahipten üç ay süre isterler.
Üç ayın sonunda, eskisinden farksız, muhteşem bir küre yine terasta, sedef sehpanın üzerindedir; ne bir çatlak, ne bir iz… Tıpkı eskisi gibi ışıltılı, eskisi gibi muhteşem!
Sahip, sakin adımlarla iyice yaklaştığı küreye baktığında hüzünle gülümser. “Sahip, neden mutsuzsunuz?” diye sorar ustalar.
O ise yalnızca başını salladı ve fısıldar:
"Çünkü artık onun bir zamanlar kırıldığını biliyorum."
İşte bazı ilişkiler de böyledir. Ne kadar ustaca onarılırsa onarılsın, bir kez kırıldığında o eski sihri kaybolur. Çünkü göz görmese de, kalp unutmuyor…
KIYMET ŞAHİN/2025