Yav tabii ki fakir hayat en sağlıklı hayattır, en huzurlu , en mutlu hayattır, herkesin hayalinde yaşadığı ama bir türlü gerçek hayatta yaşayamadığı hayattır.
Prof. Dr. Oytun Erbaş; "Fakir hayat, en sağlıklı hayattır" dedi diye, uğramadığı hakaret kalmadı.
Yav tabii ki fakir hayat en sağlıklı hayattır, en huzurlu hayattır, en mutlu hayattır, herkesin hayalinde yaşadığı ama bir türlü gerçek hayatta yaşayamadığı hayattır.
Fakir hayat, sağlıklı hayat olduğu için de, 22.104 TL asgari ücret en sağlıklı ücrettir, en uygun ücrettir, en bereketli, en hayırlı ücrettir. Okumuş cahillerin bunu anlamasını beklemiyoruz.
Bakınız bu fakir hayat, benim diyen neçelim zenginlere nasip olmayan bir hayattır. Fakir bir hayatları olmadığı için 22 104 TL'nin tam olarak nelere kadir olduğunu da bilmiyorlar. Bilmedikleri içinde de işte böyle hasta bir şekilde yaşıyorlar, en azından ruh hastası olarak.
Bu arada ; Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcılığı görevini yürüttüğü sırada "Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum" diyen Prof. Dr. Bülent Arı'yı da hayırla yad etmeden geçmeyelim.
Koskoca profesörlerden birinin fakir hayatı kutladığı, diğerinin seçimlerde cahil halkın ferasetine güvendiği bir ülkede, yoksulluktan ve cehaletten daha büyük hangi nimet olabilir!
Sağlıklı bir hayat için yaşasın yoksulluk!
Yoksulların, sırtlarında pişirilen bozanın farkına varmaması için yaşasın cehalet!
Kahrolsun, fakirlik ve yoksulluğu ortadan kaldırmaya çalışan dış güçler!