Bizim de hem şehir hem şehirde yaşayanlar olarak üç yıldır yaşadığımız kaostan kurtulmamızın mevcut yönetim ve yöneticilerle mümkün olmadığı ortadadır.
ŞÜKÜR Kİ İŞİMİZ ALLAH'A KALMIŞTIR
Bizi ne Türk hekimlerine,
Ne Türk hakimlerine,
Ne Türk hakemlerine,
Ne de seçilmiş ve atanmışlara emanet ediniz.
Şükür ki bizim, şehir olarak işimiz uzun zamandır Allah'a kalmıştır.
Bu saatten sonra ne Allah'tan başka sesimizi duyacak, ne bizi kurtaracak, ne de yardım edecek kimse kalmıştır.
İnsanın işinin Allah'a kalması, kullara kalmasından iyidir.
Bizim de hem şehir hem şehirde yaşayanlar olarak üç yıldır yaşadığımız kaostan kurtulmamızın mevcut yönetim ve yöneticilerle mümkün olmadığı ortadadır.
Bir şeyler olduğu muhakkak, bir şeyler yaşandığı muhakkak, bir şeyler yapılmaya çalışıldığı muhakkak.
Ama biz şehirde yaşayanların ne yapıldığını ne yapılmaya çalışıldığını anlaması mümkün değil.
Şehrimizin de bizim de sonumuzun ne olacağını bir tek Allah biliyor.
Çünkü hiçbir yetkili gerçek anlamda ne yapıldığını yapılanlarla ne yapılmaya çalıştığını anlatamıyor.
Şehir sürülmüş bir tarla, terk edilmiş bir savaş alanı gibi.
Hiçbir yetkiliden ne yapılmaya çalışıldığına ya da ne yapıldığına dair aklı başında bir açıklama almanız mümkün görünmüyor.
Çünkü onlar da gerçekten nerede ne yapıldığını ve ne yapılmak istendiğini bilmiyor.
Şehrin hangi mahallesinde hangi sokağında hangi caddesinde hangi kavşağında kim nereyi neden kazıyor bilmiyor.
Bu güzelim şehirde neler yaşadığımızı neler yaşandığını ve yaşanacağını bir tek Allah biliyor.
Allah'ın bildiğini de biz bilmiyoruz.
Mademki Allah her şeyi bilendir ve görendir,
Mademki Allah en büyük dosttur,
Mademki en büyük yardımcı ve kurtarıcı Allah'tır.
Öyleyse biz şehirde yaşayanların ve şehrin işinin iş bilmez yöneticilere kalmasındansa Allah'a kalması gerçek anlamda bir lütuftur.
Unutmayınız ki hekimler de, hakemler de hekimler de bir yerden sonra aynı şeyi söyler; işiniz Allah'a kalmıştır.
Allah'a emanet olunuz Aziz kardeşlerim!
Rabbim cümlemizin yar ve yardımcısı olsun...