2010 -2011 sezonu.
Fenerbahçe’nin 82 puan ve averajla şampiyon olduğu ve 3 Temmuz’da şike yaptığı gerekçesiyle tarumar edildiği sezon.
Fenerbahçe’nin ligin ikinci yarısında 16 galibiyet ve 1 beraberlik alarak tüm zamanların rekorunu kırdığı sezon.
Aynı sezon Galatasaray’a 46, Beşiktaş’a 28 ve ligi 3. Sırada bitiren Bursaspor’a 21 puan fark attığını da not düşelim.
Bu 16 galibiyetin içerisinde 2-1’lik Galatasaray, 4-2’lik Beşiktaş ve 2-0’lık Trabzonspor galibiyetleri de var.
Fenerbahçe, şike yaptığını iddia eden Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’dan 9 puan almış.
Bu üç takımdan herhangi birisi Fenerbahçe’den bir tek puan almış olsa Fenerbahçe şampiyon olamayacak.
Eğer Fenerbahçe şike yapmışsa rakipleri olan Galatasaray, Beşiktaş ya da Trabzonspor’dan biriyle yapmıştır.
49 yıldan 132 yıla kadar hapis istemiyle hâkim karşısına çıkan Aziz Yıldırım’ın “ben şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım” sözünü, Fenerbahçe’nin şike yaptığı yönünde delil sayan kerli ferli futbol yorumcularının bu düşünceleri hinliklerinden değilse kesinlikle aptallıklarından kaynaklanıyordur.
Aziz Yıldırım, ben şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım, ben ceza alıyorsam Fenerbahçe’de ceza almalıdır. Fenerbahçe’nin şike yapmadığını ama benim şike yaptığımı söylüyorsunuz. Eğer Fenerbahçe şike yapmadıysa ben nasıl şike yapmış oluyorum, demiştir.
Türkçesi, eğer ben katilsem birini öldürmüş olmam gerekiyor, ortada bir maktul yoksa ben nasıl katil oluyorum demektir.
Aziz yıldırım, asla olmayan bir maktul üzerinden katil ilan edilmiş, algı operasyonlarıyla sadece kendisi değil, Fenerbahçe’de o günden bugüne hem ekonomik olarak hem prestij olarak yıpratılmıştır.
14 Nisan 2011’de Resmi Gazetede yayınlanarak yürüklüğe giren SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin ceza almaları için geriye doğru işletilmiş ve bu da Türkiye’de geriye doğru işletilen ilk kanunlardan biri olmuştur.
Yasanın geriye doğru işletilmesinin nedeni, öncesinde hatır şikesinin suç olmadığı ama Aziz Yıldırım’ın rakip takımlara, Trabzonspor’u yensinler diye teşvik primi verdiği gerekçesiyle ceza almasının yolunu açmaktan kaynaklanıyordu.
Ağustos ayında doğalgaza yapılan %30 luk zammın geriye doğru tahsil edilmesi gibi düşünürseniz konuyu da daha iyi anlamış olursunuz.
2010 -2011 sezonunda neler yaşandığını unutanlar için şu notu da düşelim; evet o sezon bir şike yapılmıştır, ama bu şike lige erken havlu attıkları için başta Galatasaray ve Beşiktaş olmak üzere diğer Anadolu takımlarının sırf Fenerbahçe şampiyon olmasın diye Trabzonspor’a gönüllü olarak yattıkları hatır şikesidir.
Trabzonspor 2010-2011 sezonundaki futbolunu bir başka sezon oynasa, küme düşmemeye oynayan takımlardan biri olurdu.
Ama Türkiye’deki Fenerbahçe karşıtlığı ve Futbolun Fenerbahçe’ye karşı oynandığı gerçeği 2010-2011 sezonunda bütün takımları gönüllü olarak Trabzonspor’a yatar duruma getirmiştir.
Fenerbahçe ile sahada baş edemeyen ve ligin ikinci yarısında ‘den bir tek puan alamayan Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor kulüp ve taraftarları kendi başarısızlıklarını ancak Fenerbahçe’ye çamur atmakla örtbas etmeye çalışmış, doğrusu bunda da başarılı olmuşlardır.
Değilse uzun yıllar kendilerini toparlayamayacak ve öküzün trene baktığı gibi Fenerbahçe’nin başarılarını izlemekle yetineceklerdi.
Çünkü aynı sezonun sonunda ve devamında Fenerbahçe şampiyonlar ligine ve UEFA kupasına katılamadığı için ekonomik olarak sıkıntılar yaşamış, sözleşmeleri devam eden birçok futbolcuyla yollarını ayırmak zorunda kalmıştır.
Fenerbahçe’nin şike yaptığı iddia eden bütün takım taraflarının çok iyi bildiği bir konu varsa o da takımlarının Fenerbahçe şampiyon olmasın diye yaptığı hatır şikesidir.
Eğer bir şike yapmışsa da Galatasaray’ı 2-1, Beşiktaş’ 4-2, Trabzonspor’u 2-0 yenerek yapmıştır.
4-3’lük Sivas galibiyetine gelince, eğer o maçta Sivasspor’un son dakikalarda direkten dönen iki şutundan biri gol olsa, ya da uzatmalarda Fenerbahçe değil de, Sivasspor gol atsa ne 3 Temmuz kumpası kurulacak ne de Fenerbahçe şike ile suçlanacaktı.
Evet, bir kuyruk acıları var ve bu tamamen Fenerbahçe’den kaynaklanıyor.
Ve Türkiye’de ilk kez bir yasa kendisinden
***
Konuyla ilgili fikir beyan edecek olanların hiç değilse Aziz Yıldırım’ın 486 sayfalık savunmasından birkaç sayfasını okumuş olmaları gerekiyor.
Ama bu ülke, savunma kısmına epeydir kulaklarını tıkadığı için her iddianameyi gerçek sanıyor ve kulağına çalınan her sese işine yaradığı için yalan dahi olsa gerçekten fazla inanıyor.
Kaldı ki iddianame sahipleri de, bir tek iddiasını somut olarak ispatlayamamış, çantalarla götürüldüğünü iddia ettikleri ve görüntüsü var dedikleri paraları bugüne kadar görüntüleyememişlerdir.
Aziz Yıldırım’ın sorduğu, “Fenerbahçe şike yapmışsa kiminle yapmış?” sorusuna bu kadar cevap verilmemiştir.
1 Eylül 2019 Pazar * 14.20