Bugün sabaha en sevdiklerimle başladım, sevgiyi hatırlatan tatlarla… Ağzımda çileğin tadı, burnumda mis gibi kahve kokusuyla… Bugün heybemden sevgi çıktı.

SAHİ, SEVGİ NEYDİ!

“Nedir seni en çok mutlu eden?” diye soracak olursanız; çilek, spagetti, yoğurt, zeytin, çikolata ve olmazsa olmazım Mehmet Efendi kahvesi… Her şey sebep-sonuç ilişkisi dahilinde; çilek aşkın, sevginin kokusu, çikolata mutluluk, spagetti aşk acısının, zeytin ve yoğurt güzellik iksirleri benim için.

Bugün sabaha en sevdiklerimle başladım, sevgiyi hatırlatan tatlarla… Ağzımda çileğin tadı, burnumda mis gibi kahve kokusuyla… Bugün heybemden sevgi çıktı. İnan, inanma, herkes seviyor. Herkesin ortak açlığı, herkesin ortak arayışı sevgi… Şunu öğrendim ki sevgi, süslü cümlelerle sunulmakla olmuyor. Hak etmeyen dillerde, ilahi evrende sorgulandığı gibi Cengiz Aytmatov’un filmlerinde de sorgulanıyor. Sahi, sevgi neydi? Yıllar sonra anladım ki yaşadıkça öğreniyorsun.

Sevgi, cicili bicili sunulduğunda dikkat diyorum, inanma diyorum! Ama gel de bunu o küçük kıza anlat…

Perde açılıyor. Ben ve küçük kız heyecanlıyız izlemek için. Işıklar kapanıyor. Tam gözlerimiz karanlığa alışıyordu ki perde kapanıyor. Bir ışık hüzmesi… Küçük kız çocuğunun gözleri telaşla etrafa bakıyor, “Kapatın ışıkları!” der gibi. O an anlıyor insan: Sevgi, şefkattir. Sevgi, başını yaslamaktır.

“Yasla başını” diyorum. Sevgi, yürektir. Sevgi, bakıştır. Bir bakarken gözleri dolan birini gördüysen, gözlere inanmazsın ama arkasındaki duyguyu okursun, sevgi alfabesinde…

Harcamayalım bu efsunlu, içi dopdolu harika duyguyu!

Derler ki çok sevme, kaybedersin.

Hayır efendim!

Dengeyi hesaplayarak, “Ne aldı, ne verdi?” diye ölçerek sevgi olmaz. Sevgi, içindeki varoluş sebebidir. Sevgi, yüreğin güneşidir; sımsıcak, koşulsuz, şartsızdır. Sevgi, süt kokan mis gibi bir bebeğin kokusudur. Kirlenmesin dillerde, pelesenk olmasın dudaklarda…

Sevgi, “mış gibi” yapanların oyuncağı değildir. Ve unutmayın, herkesi sevemezsiniz!

Bu kara bonkörlük de neyin nesi?

Sevdin mi iliklerine kadar yaşarsın, unutmazsın! Gökyüzünü, derya bakışlarını yüreğinin en derininde saklarsın. Hayalinde bile ihanete düşmezsin, sevginin köprülerini yıkamazsın. Çünkü sevgi, koca bir çınardır.

Bilir misiniz? Çınarın kökleri bile asildir. En ulu ağaçtır, serinletir, ısıtır… Hatta bazen bizimle birlikte ağlar hüzünlerimize. Ama bil ki baharlar yeniden geldiğinde çınar ağacı yine orada olacak…

Ve sen, sevginin gölgesinde dinlenmek istediğinde…

O hep seni bekliyor olacak.

Kıymet Şahin

09.Mart.2025 12:25