Malazgirt'te vuruşma öncesi atlarının kuyrukları bağlanmıştı. Onlar da atlarının kuyruklarını düğüm yapmıştı.
MALAZGİRT SAVAŞI DERSLERİ
Yavuz Ağıralioğlu “Müslüman olmayan Türk, Türk değildir” demiş.
Ve ardından hakaret etmiş “hatta insan bile değildir”.
Bu sözler İslami değildir, bunları söyleyebilmek için Kuran’ı ayağınızın altına almanız gerekir. Kimin insan olup olmayacağına Işıd ya da İbda-C karar veremez.
Bu sözler aynı zamanda tarih bilmezliğin de dışa vurumudur.
Bak Yavuz size küçük bir tarih dersi sınacağım.
***
Malazgirt Savaşı, İslamcıların yazdığı gibi Hilal ile Haç'ın vuruşması değildir. Çünkü Abbasiler yani Müslüman Araplar savaşa katılmamıştır… Dahası "Alparslan yenilsin" beklentisi içindeydiler. Alpaslan’ın zaferi “mevali” dedikleri Türklerin güç kazanması olacaktı, bunu Abbasi Devleti ve Müslüman Araplar istemiyorlardı.
Malazgirt Savaşı kahraman Türklerle Bizans'ın savaşıdır.
Malazgirt Ovası'na Hristiyan Türkler yani Kıpçaklar, Peçenekler, Kumanlar, Uzlar geldiler. Uzaklardaki Başbuğ Alparslan'ın ordusuna baktılar... Vuruşma öncesi atlarının kuyrukları bağlanmıştı. Onlar da atlarının kuyruklarını düğüm yapmıştı.
İşte bunun adı kültürdür, Türk kültürüdür...
Afşin Bey emrindeki atlı birliğe haykırdı:
"Haydi yiğitler, ileriiiii!.."
O da ney?..
Aynı dili konuşuyorlardı.
O yıllarda dünya halklarında bugünkü anlamı ile millet bilinci yoktu ama dil ve kültür öğeleri insanları kaynaştırıyordu.
Boynunda Haç olan Kıpçaklar, Peçenekler, Kumanlar, Uzlar Türkçe sesleri duyunca yerlerinde çakılı kaldılar; bu ses kendi dilleri idi, yani Türkçeydi. Hemen Alparslan’ın ordusunun karşısından çekilip yana kaydılar.
Haber saldılar Alparslan’a:
“Sizin de atlarınızın kuyruğu düğümlü ve Türkçe gürlersiniz. Biz kan kardeşlerimize kılıç çekmeyeceğiz; saf değiştirmek istiyoruz.”
Alparslan bu öneriyi hemen kabul etti.
Kıpçaklar, Peçenekler, Kumanlar, Uzlar soydaşlarına yaklaştılar. Hepsinin boyunlarında Haç vardı ama at kuyrukları düğümlü, dilleri aynı idi. Afşin Bey, Artuk Bey, Kutalmışoğlu ve bütün Selçuklu komutanları onların boynundaki Haç’ı gördüler ama hiç mi hiç önemsemediler. Onların soydaşı olduğunu at kuyruklarındaki düğümden ve dillerinden anlamışlardı. Gerisi önemli değildi.
Sonra hep birden gürlediler:
"Haydi yiğitler, ileriiiii!.."
Dil millet olmanın birinci özelliğidir...
Malazgirt Ovası’nda bu kaynaşma olurken Abbasi Halifesi ve Müslüman Araplar camilerde “Alparslan’ın mağlup olması, Romen Diyojen’in kazanması için” dua ediyorlardı. Ama onların duası kabul olmadı zafer kahraman Türklerin oldu.
"Devlet-i ali için cephe-i cenubiden müfrezeler nizam al!.."
Bu da savaşta bir Osmanlı buyruğudur.
Eğer Malazgirt Savaşı Farsça ve Arapçanın baskın olduğu Selçuklunun yıkılış veya Osmanlı döneminde yapılsaydı Hristiyan soydaşlarımız asla o dili anlayamaz ve saf değiştirmezlerdi, Malazgirt Savaşı da kaybedilirdi. Malazgirt Savaşını bize kazandıran Türkçedir, Hristiyan Türklerle olan dil ve kültür birliğimizdir.
Araplaşmayı Müslümanlık sanan soydaşlarımız, daha mı uyanmayacaksınız?..
***
Ya işte böyle sevgili Yavuz!
Eğer Alparslan’ın ordusunda atlı birliğin askeri olsaydın sana doğru yaklaşan Kıpçaklar, Peçenekler, Kumanlar, Uzlar’ın göğüslerindeki Haç’a bakıp “Bu kafirlerle işimiz olamaz, hücuuuum!..” diye kılıç sallamaya kalkardın.
Gerçi o zaman seni, önce Alparslan’ın askerleri haklardı.
Alper Aksoy