Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u feth edip, Ayasofya'da namaz kıldıktan sonra; atının üstünde ilerlerken birden bire durmuş ve atından atlayıp, yerden aldığı
"Figüranların tek görevi Cumhur İttifakı’nın gücünü zayıflatmakmış."
Efendi Hazretleri şunu bilsin ki, figüranlar olmadan esas oğlanların, kullar el pençe durmadan padişahların hiçbir hükmü yoktur...
Tüm zamanların en büyük ve kıyılarına dahi yanaşılamaz şairi Yunus Emre;
"Padişahı kim bileydi
kul etmese yort savul" derken,
Devrin en büyük alimlerinden Ebussuud Efendi nam-ı diğer Hoca Çelebi, Osmanlı'nın en azametli padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman'a, karıncaları dahi yok edemeyeceği hususunda;
"Yarın Hakk'ın dîvânına varınca,
Süleyman'dan hakkın alır karınca" demiştir...
Ve yine rivayet olunur ki ; Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u feth edip, Ayasofya'da namaz kıldıktan sonra; atının üstünde ilerlerken birden bire durmuş ve atından atlayıp, yerden aldığı bir avuç toprağı kendi başının üstüne döküp; yine hiç birşey demeden tekrar atlayıp atına yola devam etmiştir.
Kendi kendini sigaya çekmek için "Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var" dedirtmiştir kendine.
Akşemsettin Hazretleri de, bu davranışı, İstanbul'un fethiyle mağrurlanan Fatih'in kendisinin de bir gün toprak altına gireceğini kendine hatırlattığını etrafındakilere tefsir etmiştir.
Ve bu davranış sonraki Osmanlı Padişahlarına da aynen sirayet etmiştir...
İmdi, Yunus Emre'nin, Ebussuud Efendi'nin, Kanuni Sultan Süleyman'ın, Akşemseddin'in, Fatih Sultan Mehmet'in söz ve hareketlerinin bir kulağından girip diğer kulağından çıktığı birine hiçbir sözün tesir etmeyeceğinin bilincindeyiz.
Bizim bu paylaşımımız da, Fuzuli'nin;
"Söylesem tesiri yok, Sussam gönül razı değil" babındadır..