Arda Turan’ın karıştığı kavgaları, Aleyna Tilki’nin aşk maceralarını, Tuğçe Kazaz’ın dış politika düşüncelerini, gecenin bir vaktinde en izbe köşelerde kimin kiminle kırıştırdığını, kimin attığı tweetlerle devletin temeline dinamit sokmaya çalıştığını, kimin atılan tweetleri beğenmekle devletin temeline dinamit sokmaya çalışanlara yardım ve yataklık ettiğini devletin resmi haber ajansından, resmi kanalları ve ülkenin yüzlerce televizyonundan, haber sitelerinden anında haberdar oluyoruz. Bütün bu ve benzeri önemli olayları ilk kendi haber kaynaklarımızdan canlı canlı öğreniyoruz.

Lâkin 15 Temmuz darbesini, komşu ülkelerin işgalini, ülkemizde işlenen siyasi cinayetleri, yabancı istihbarat örgütlerinin ülkemizde yürüttüğü soruşturmaları ve bu soruşturmaların akıbetini, ülkemizde yapılan seçimlerin sonuçların hep Reuters, CNN international, BBC, Sputnik gibi yabancı haber kaynaklarından öğreniyoruz. Üstelik adamların yapmış olduğu haberlerden bir tanesi dahi iyi yalan çıkmıyor.

Bizim haber kaynaklarımızsa yabancı ülke haber kaynaklarının ülkemizdeki gelişmelerle ilgili yaptığı haberleri üç gün sonra bile haber yapıp yapmamakta tereddüt ediyor. Ülkemizde işlenen yüzyılın siyasi cinayeti sayılacak bir vakayı, bir papazın akıbetinin ne olacağını bile hep yanabcı haber kaynakları söylüyor bize.

Aleyna Tilki’nin duşta kullandığı şampuandan, Hilal Cebeci’nin poposuyla söylediği devrimci bir halk şarkısına kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar inceleyenler, işin popo tarafıyla ilgilendiklerinden başkalarının ülke gerçekleriyle ilgili yazıp çizdiği her şeyi tehlikeli olarak görmekte ve onları büyük büyük resmi görmemekle suçlamaktadır. Büyük resim dedikleri, yıllık 1 milyon dolara çalışan ve ülkesinin futbol federasyonunu icraya veren Fatih Terim’in vatan aşkı. Sahneye çıkmak için dolar anlaşması yapan saz sanatçılarının salladıkları bayraklar. Milyon dolarlarla çektikleri kahramanlık dizilerinin için hamasi nutuklar yerleştiren senaristler.

Ülke gerçekleriyle bağını tamamen koparmış, izledikleri dizileri gerçek sanan, gün 24 saat canlı canlı izlediği haberler ve dinlediği nutuklarla beyni tamamen iğdiş edilmiş bir toplumun Hilal Cebeci’nin poposunun hatlarını, Aleyna Tilki’nin duşta kullandığı şampuanın markasını, Arda Turan’ın karıştığı kavganın nedenini merak ettiği kadar, ülkesinde olup bitenlerin neden kendi haber kaynaklarından değil de hep yabancı haber kaynaklarından verildiğini merak etmesini beklemek abesle iştigal olur zaten. Onlar için ‘yabancı’ kelimesi, dış güçler ve bize açılan savaştan başka bir anlam ifade etmiyor çünkü.

Yalanlar ve sanal bir gerçeklik üzerine inşa edilmiş ülke fotoğrafının üzerine çizilen her gerçek fotoğraf sırıtır ve ‘yabancı’ muamelesi görür. Gerçeklerin kendisini yalan gibi gören bir toplumun, yalanlarla inşa edilmiş bir mutluluğu kolay kolay gözden çıkarması da beklenemez. İnandırıldığı yalanların gerçek olduğuna dair yemin billah eden bir toplumun ettiği yeminler, inançlarının değil, inanmış olduklarının yalan çıkmasından duydukları endişeden kaynaklanıyor. Onlar için hiçbir gerçek, devrimci bir halk şarkısını poposuyla söyleyen Hilal Cebeci’nin kıvraklığı kadar gerçek olamaz. Önce kıvır, sonra salla. Gerisi fasa fiso…