Köylü ile kentli arasındaki farklar derindir. Köylünün yaşantısını toprak ve arazi belirlerken, kentlinin hayatını sosyo-ekonomik kültür şekillendirir.

İYİ PAZARLAR!

HER YERDE KÖYSÜZ "KÖY KAHVALTILARI"!

Köylü ile kentli arasındaki farklar derindir. Köylünün yaşantısını toprak ve arazi belirlerken, kentlinin hayatını sosyo-ekonomik kültür şekillendirir. Ancak modern hayatın kargaşasında doğanın değerini anlamaya başladıkça, ıssız ve bol oksijenli bir sakinlik arayışıyla çoğumuz kırsala yönelmeye başladık. Köylü olup kentte yaşasak bile, özümüz organiktir. Doğanın içinde büyümek, kuşların cıvıltısıyla uyanmak, ağaçların filizlenişini izlemek, yağmurlarda şemsiyesiz dolaşmak... İşte bu, özgür yaşamın tatlı kökleridir.

Bugünlerde köy kahvaltıları moda haline geldi. Hepimiz “köy kahvaltısı” denilince, yaylanın mis kokusunu, uçuşan kelebekleri ve toprağın huzur veren dokusunu hayal ediyoruz. Bilirsiniz, kelebekler oksijenin bol olduğu yerlerde çoğalır. Toprak, egzoz ve taşıtların olmadığı temiz havada bambaşka kokar. Bu düşüncelerle, çocukluğumun köy sofraları geldi aklıma.

Ben bir yayla kızıyım. Köy kültürünü, yemeklerini ve sofralarını iyi bilirim. Çömelip oturmayı pek beceremesem de, tahta kaşıkların kullanıldığı, bakır sahanların sıcacık tereyağıyla buluştuğu o sofraları unutamam. Yumurtanın sarısı bile başka renktedir; lorun ekşimsi tadı, mıhlamanın (yöresine göre) eşsiz dokusu, sebze kavurmaları ve tazecik yeşillikler... İşte gerçek köy kahvaltısı budur!

Ama bugün “köy kahvaltısı” adı altında önümüze konanlar... Nutella, pankek, poğaça, petibör bisküviler... Kusura bakmayın ama bunlar köy sofrasına ait değil. İki soba ve bir çinko çaydanlıkla kurulan sahte sofralar, köy kültürünün özünü hiçe sayıyor. Bu, köylüye yapılmış bir haksızlık değil midir?

Gerçek köy kahvaltısında sadece mide değil, ruh da doyar. Çimlerin üzerinde, kuş sesleri eşliğinde bir masada otururken, doğanın kendisiyle sofranıza katıldığını hissedersiniz. Toprağın kokusu, masmavi gökyüzü, yemyeşil serüvenin ortasında köy sofraları bir ziyafet değil, bir yaşam felsefesidir.

Ancak asıl soru şu: Bugün bu sofraları gerçekten yaşıyor muyuz, yoksa yalnızca kaybettiğimiz doğallığın hayalini mi kuruyoruz? Sahte köy kahvaltılarıyla avunmak mı, yoksa doğaya dönerek onun özüne sahip çıkmak mı? İşte burada vereceğimiz karar, köy kahvaltılarının yalnızca bir moda değil, bir özlem olduğunu bize hatırlatacaktır.

Kıymet Şahin

20 Aralık 2024