HDP Hem “cumhur ittifakı” ile hem de “millet ittifakı” ile farklı il ve ilçelerde bu seçimlerde iş birliği yapması kuvvetle muhtemeldir.
Cumhur ittifakında AK Partiyi, Millet ittifakında CHP’yi muhatap alacaktır.
Her iki partinin liderlerinin bilgisi ve onayı olmadan da bu anlaşmaların yapılması elbette düşünülemez.
Bazı il ve ilçelerde sınırlıda olsa masa altı ayrı ayrı anlaşmalar olacaktır.
Şimdi gelin böyle düşünmemize sebeb olan işin matematiğine ve pratiğine...
HDP, mevcut partiler içerisinde seçmenini yönetmekte, yönlendirmek ve de pazarlık masasına “paketleyip” koyma konusunda en hazırlıklı ve deneyimli, olan tek partidir.
Güçlü oldukları her il ve ilçede “kendi seçmen sayısını” çok az bir hata ile bilirler.
Çünkü ideolojik ve etnik yapıları her mahalle ve köyde “hücreler” şeklinde teşkilatlıdır.
Ve partilerine mensup seçmenlerine kesin hakimdirler.
Bu gerçeği diğer partiler gibi CHP ve AK Partide bilmektedir.
HDP, seçmenine öyle hakimdir ki buna en güzel örnek yüzde on barajını aşmak için DTP adıyla girdiği ve bağımsız olarak 39 vekil çıkardığı 2007 seçimleridir.
Diyarbakır’da 5 bağımsız vekili, her seçmenini mahalle, mahalle; köy köy
planlayarak çıkarmayı başarmışlardır.
Mükemmel bir seçim ve seçmen planlaması yapmışlar ve okuma yazma bilmeyen seçmenlerini dahi doğru yönetmiş ve yönlendirmişlerdir.
Dolayısı ile seçmen sayılarını ve güçlerini il il masaya koyabilir il, il ayrı ayrı çıkarları istikametinde pazarlık yapabilirler.
Sadece CHP ile gizli ittifak ve işbirliği yapmak hem işlerine gelmez ve hem de iktidarın tam hedefi haline gelirler.
Bu da HDP’nin yeri gelince başvurduğu “makyavelist” çizgisine uygun düşmez.
İktidar kanadını elinde tutan AK Parti ile tamamen ilişkiyi kesmek hem ortak seçmen tabanı, hem de iktidar gücünden bazen faydalanmak üzere kurgulu planları ile çelişir.
CHP ile, ister CHP adayları içinde ister HDP’nin listeleri üzerinde sadece bazı il ve ilçe belediye başkanlıkları ile sınırlı ittifaklar kurabilirler.Mesela Maltepe, Kadıköy bu tür gizli anlaşmaların kokularını vermekte.
İZMİR’de HDP’nin seçime girmeme kararı ve SOYERİN desteklenmesi açıklaması CHP’ ile bu tür bir anlaşmanın izlerini taşıyor.
Fakat Ankara ve İstanbulda CHP adayını desteklemek ve AK Parti iktidarı ile tam düşman olmak işlerine gelmez. Ayrıca bu şehirlerde CHP’nin adaylarının kimliği ve geçmişi, ideolojik olarak HDP’nin desteklemesi mümkün olmayan bir çizgiye sahip.
Ve bu şehirlerde de AK Partinin seçimİ kazanması hayati öneme sahip ve HDP’nin kontrol ettiği oylara çok ihtiyacı var.
HDP’de bu fırsatı siyasi olarak değerlendirmek isteyecektir. Tabii talepleri de belediye seçimlerine yönelik olmaktan daha çok “iktidar gücüne” dayalı imkan ve unsurlardan oluşacaktır.
Yani HDP “Millet ittifakından”, “elma” isterken, “Cumhur İttifakından” armut isteyecektir.
Pozisyonu, konservatif seçmen yapısı, ittifakların doğurduğu fırsatlar ve güçlü dış destekle takviye edilen stratejik siyasi aklı HDP’nin bu seçimleri farklı anlaşma ve ittifaklarla yürütebileceğini işaret ediyor.
Tabi bu arada CHP’nin AK Partiye; AK Partininde CHP’ye “HDP ile ittifak yapan sizsiniz” diye saldırmaları “taktik çıkışlardan” başka bir anlam taşımıyor.
Tam “araştırmacı gazetecilik” konusu.
Fakat ortada tek bir yürekli “araştırmacı gazeteci bırakmadılar” ki.
Şimdi bu tablo karşısında İYİ PARTİLİ arkadaşların MHP’li arkadaşlarımıza yada MHP’li arkadaşların İYİ PARTİLİ arkadaşlarımıza, “siz HDP ve bölücülerle
gizli anlaşma yapanlarla nasıl birlikte ittifak kurarsınız” suçlaması ne kadar akılcı ve gerçekçi ?!..
Ve kime, neye hizmet ediyor?
Arkadaşlar lütfen siz bu kirli işbirlikçi oyunların dolgu maddesi olupta bir birinizi kırmayın, üzmeyin.
Herkes kendi seçim çevresine baksın.
İYİ Partililer CHP’den aldıkları yerlere,
MHP’de AK Partiden aldıkları yerlere yüklensin ve sadece bu seçim bölgelerine odaklansınlar.
Sosyal medyada “falan ittifakı desteklerken, HDP’yi desteklemiş oluyorsunuz” tartışmaları bizim işimiz olmasın. Onlar, yani CHP, HDP ve AK Parti ne yaptıklarını, neler yapacaklarını çok iyi biliyorlar.
Sistem, iki partiye döndü gözüküyor ya hem CHP, hem de AK Parti konum ve halinden memnun.
Yaptıkları “kayıkçı kavgası”.
Bu milletin bu pis kokulu oyunları bozacağı günler yakın.
Hele bir şu 31 Mart geçsin !.