İyi Parti siyaset sahnesinde olmasını değilse bile, bugün mecliste olmasını Kemal Kılıçdaroğlu'na borçludur.
Türk tipi başkanlık gibi ucube bir sistemde Kemal Kılıçdaroğlu özellikle son yıllarda izlediği politikalarla Türkiye'ye nefes aldırmıştır.
İyi Parti siyaset sahnesinde olmasını değilse bile, bugün mecliste olmasını Kılıçdaroğlu'na borçludur.
Hakeza Deva Partisi, Gelecek Partisi, ve Saadet Partisi de bugün mecliste temsil ediliyor olmalarını Kılıçdaroğlu'nun uzlaşmacı kişiliğine borçludur.
CHP de aynı şekilde bugün başta istanbul, Ankara, Adana Mersin olmak üzere birçok büyükşehir belediye başkanlığını muhalefet partilerinin aday çıkarmamasına borçludur.
AK Parti ile MHP'nin her halükarda birlikte hareket ettiği mevcut sistemde, muhalefet partileri CHP ile birlikte hareket etmez kendi adaylarını çıkarırlarsa siyasi tarihlerinin en büyük mağlubiyetini yaşayacak ve belki de oradaki seçimlerde tabela partisi olmaktan öteye geçemeyeceklerdir.
Muhalefetin ortak aday üzerinde uzlaşmaması durumunda başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok Büyükşehir Belediyesinin AK Parti lehine el değiştirmesi kaçınılmaz görünüyor.
Özgür Özel'in mevcut siyasi sistemde nasıl bir politika izleyeceğini bilmiyoruz. Ama tek başına iş başına mantığıyla hareket ederse CHP'ye siyasi tarihinin en büyük hezimetlerden birini yaşatacaktır.
Bunun Özgür Özel'in ya da CHP'nin politikalarıyla herhangi bir ilgisi yoktur. Bugün CHP'nin başına Mustafa Kemal Atatürk de geçse tek başına seçimlere girmesi durumunda sonuç değişmeyecektir.
AK Parti ile MHP'nin en kötü durumda alacağı oy toplamı%45 civarındadır. Türkiye'de ise mevcut durumda%25'i aşacak herhangi bir siyasi parti bulunmamaktadır.
CHP çok partili sisteme geçtikten sonra, Özellikle de 80'den itibaren en yüksek oy oranına Kılıçdaroğlu ile ulaşmıştır. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ulaştığı oy oranına ne Ecevit ne de Baykal'la ulaşabilmiştir.
Ne Türkiye eski Türkiye, ne CHP eski CHP, ne de sistem eski sistemdir. Mevcut sistem ittifaklarla var olmayı mümkün kılıyor ancak. CHP Eski kodlarına döner, gücünü test etmeye kalkarsa Çok partili sisteme geçtiğimiz günden bugüne en güçsüz dönemini yaşamak zorunda kalacaktır. Ve tabii aynı akıbeti diğer muhalefet partileri için de geçerlidir.
Özgür Özel'in CHP'de nasıl bir politika izleyeceği, millet ittifakının paydaşlarıyla hangi bir zeminde uzlaşacağı hem kendisinin hem de CHP'nin siyasi ömrünün ne kadar ve ne şekilde olacağını belirleyecektir.
Mart 2024'te yapılacak yerel seçimler ya Özgür Özel'in CHP'nin yeni lideri olmasını tescilleyecek ya da siyaset sahnesinden en erken ayrılan CHP lideri olmasına yol açacaktır.
Bunda Özgür Özel'in uzlaşmacı ya da muhalefeti yok sayan tavrı belirleyici etken olacaktır.
Bu hamur daha çok su götürür ama mart sonu itibariyle ortaya bir ekmek çıkıp çıkmadığını hep birlikte göreceğiz.