Bugün Türkiye’de deizmin gittikçe yayılması bu her şeyi kendilerine hak, başkalarına müstahak gören ahlak fukaralarının davranışlarından kaynaklanmaktadır
Türk toplumunda bir akıl fıkaralığı değil, bir ahlak fıkaralığı sorunu olduğunu geç yaşımda anladım.
Düşünün ki üzerinden seksen küsur yıl geçen Dersim Katliamını dün olmuş gibi hatırlayıp belli bir cenahı lanetleyenler, dün olmuş Roboski Katliamını hiçbir şekilde hatırlamıyorlar.
Düşünün ki, yıllarca belli bir cenahı seksen küsur yıl öncesinin Tek Adam ve Milli Şef dönemi üzerinden lanetleyenler, bütün yetkilerin tek adamda toplandığı anayasa değişikliğini, Tek Adam ve Milli Şef dönemi ile savunmaya çalışıyorlar.
Düşünün ki, adı her anıldığında lanetledikleri Tek Adam ve Milli Şefin uygulamalarını bugün yaptıklarına dayanak olarak gösteriyorlar.
Söz konusu olan bir akıl fıkaralığı ya da akıl yetmezliği değil yani, tamamen bir ahlak fıkaralığı.
Başkasında haspalık olarak gördükleri her şeyi, kendi camialarından biri yapınca “ama yakışıyor” ahlaksızlığıyla savunmaya çalışmaları.
“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” diyen bir Peygamberin ümmetinin, her şeyden önce ahlakın namustan ibaret olmadığını bilmesi gerekiyor.
Bilmiyorlarsa, bilsinler ki ahlak haktır, hukuktur, vicdandır, adalettir, merhamettir, kul hakkına girmemek, yetimin hakkını yememek, kamu malını hısım akrabaya, yandaşa, kardaşa peşkeş çekmemek, hangi düşüncede olursa olsun herkesin hakkına hukukuna riayet etmektir.
Bugün Türkiye’de deizmin gittikçe yayılması bu her şeyi kendilerine hak, başkalarına müstahak gören ahlak fıkaralarının tutum ve davranışlarından kaynaklanmaktadır.
Onlar, “ben sizin dininizin ateistiyim” denilmesini bile, kendileri üzerinden dine yapılmış bir saldırı olarak gösterecek kadar ahlak yoksunudurlar.
Çünkü din onlar için sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bütün ahlaksızlıklarını üzerinden örttükleri bir yaşam biçimi haline gelmiştir.
Ellerinde cennettin tapularıyla gezinip, rantlarına çomak sokan herkese cehennemin yolunu göstermelerinin nedeni akıllarının o kadarına erdiğinden değil, ahlaksızlıklarına sınır tanımayışlarındandır.
“Ama haspaya yakışıyor” denilen her düşüncenin perde arkasında bir ahlak fıkaralığı bulmanız mümkündür; çünkü her haspalığın ardında başkalarına yakıştırılmayan ama kendilerinde kutsanan bir ahlaksızlık söz konusudur…
26 Nisan 2020