uğruna şiirler yazdığım sevgiye ve aşka inancımı kaybettim. Yılların biriktirdiği umutlar, yorgun cümlelere dönüştü Oysa içimde hâlâ genç kalan bir parça vardı
YAŞLANMAK: YAS ZAMANI MI?
Bugün kızımla sohbet ederken bana dedi ki: "Yaşlanmak, yas sürecidir."
O an içime çöken cümle, boğazımda düğümlendi. Yutkunamadım. Çünkü yaş dediğimiz şey rakamlardan ibaretti, öyle değil miydi? Öyle olmalıydı. Oysa şimdi beynimin içindeki düşlerden bütün ezberleri silmiş gibiyim. Gençliğimin mükellef sofrasını savurdum; örtüsüyle, tabaklarıyla, anılarıyla… Her şeyi, herkesi attım içimden.
Bir zamanlar inandığım, uğruna şiirler yazdığım sevgiye ve aşka inancımı kaybettim. Yılların biriktirdiği umutlar, yorgun cümlelere dönüştü. Oysa içimde hâlâ genç kalan bir parça vardı; bir zamanlar hayata dört elle sarılan, heyecan duyan, düşler kuran o parça… Ama yaşlılık denen misafir, gelip içimdeki çocuğun elini tuttu ve ona "Vaktimiz azalıyor." dedi.
Her zamanki yürüyüş yolumda, uğramaktan keyif aldığım kafeme girdim. Yan masalarda yılların yorgunluğunu taşıyan emekliler vardı. Konuşmadan, sessizce oturduk. Gözlerimiz uzaklara daldı. Ve ben, farkında olmadan onların ritmine kapıldım. Yavaşça, sessizce, içime içime ağladım.
Peki, gerçekten yaşlanmak bir yas süreci miydi?
Gençliğin ardından tutulan bir yas…
Hayallerin, heyecanların, bitmeyen enerjinin ve sonsuz umutların ardından gelen bir yas…
Kırışıklıkların sadece ciltte değil, ruhun en derininde hissedildiği bir yas…
Ama yaşlanmak, sadece kaybetmek midir?
Belki de bir vedadır ama aynı zamanda bir kabulleniştir.
Dizlerim artık koşamıyorsa, yürümeliyim sadece… Belki de oturup seyretmeyi öğrenmeliyim.
Koşarak yetişemediğim baharlara, usulca yürüyerek varmalıyım.
Gençliğin yasını tutarken, ihtiyarlığın bilgeliğini sevmeyi öğrenmeliyim.
Ve unutmamalıyım…
Ben hâlâ şiirler yazıyorum, hâlâ en büyük tutkum kelimeler, sözcüklerle dans etmek.
Yaşım var ama biliyorum ki göstermiyorum. Enerjim yüksek, hâlâ hayata tutunacak ne çok sebebim var…
Çünkü belki de asıl mesele yaşlanmak değil, yaşayabilmek.
Ve her zamanki klasik sözüm:
"Sahi, nereden geldik bu yaş meselesine?"
Kıymet Şahin
11.Şubat.2025