Siz ülkeyi, ülkeyi yönetenlerden ibaret görürsünüz, bizse üzerinde yaşayanlardan.
Ülke sevginiz, ülkeyi yönetenlere olan sevginizden ibarettir. Sevmedikleriniz tarafından yönetilince ülkeyi gözden çıkarır, her şey kötüye gitsin de bunlar bir an önce başımızdan gitsin diye dua edersiniz.
Bizse ülke kim tarafından yönetilirse yönetilsin kötüye giden her gün için üzülürüz. Kim tarafından yönetildiğimize değil, nasıl yönetildiğimize bakarız.
Sizin için ülke, ülkeyi idare edenlerdir. Bizim için, akarsular, dere yatakları, nehirler, ormanlar, buğdaylar ve üzerinde yaşayan insanlardır.
Bu yüzden kardeşim sizin ülke sevginiz muhtaç olduğunuz evlat sevgisi gibidir, harçlığınızı verdikçe el üstünde tutar, sizi görmezden gelirse evladınız olarak reddetmekten hiçbir beis görmezsiniz.
Bizse kendi çocuklarımızdan çok sizin ve çocuklarınızın başına gelen ve gelecek olandan dolayı üzülürüz. Acılarımızın çoğu sizden kaynaklanır.
Ülkeyi yönetenlerin varlığı dışında bu ülkenin hiçbir değeri önemli değildir sizin için. Kıyıları, sahilleri, arazileri, ormanları göz göre göre talan edilir kunduranızdan düşen bir çivi kadar üzülmezsiniz.
Bizse sığınak gibi görürüz ülkemizi, evimiz, yerimiz, barkımız gibi görürüz; bir tek çivi çekilse saçağından endişeleniriz.
Sizin ülke sevginiz ülkeyi yönetenlerin ömrü kadardır, onlar gidince en büyük düşmanı olursunuz ülkenin. Bizimse sevgimiz ülkenin kendisinedir. Dağına, taşına, bir tek karışı bizim olmayan her karış toprağınadır.
Üzerinde boy salan çocuklarına, gözyaşı döken annelerine, yüreği acıyla kavrulan babalarınadır. Siz onların bu ülkenin vatandaşı olup olmadıklarına sizin gibi düşünüp düşünmediklerine bakarak karar verirsiniz. Bizse ne düşündüklerine, neye inandıklarına, kim olup olmadıklarına bakmadan…
Bu yüzden kardeşim, sizin ülke sevginiz yanaşamaz bizim sevginin kıyılarına. Biz bu ülkeyi olduğu gibi seviyoruz; evladımız gibi, kör, topal, çirkin, huysuz olduğuna bakmadan seviyoruz. Sizse işinize yaradığı kadarıyla seviyorsunuz. Sizin gibi düşünenlerle, her yaptığınıza alkış tutanlarla seviyorsunuz bu ülkeyi.
Bizim ülkemizde herkese yetecek kadar yer var; herkese yetecek kadar iş, herkese yetecek kadar aş, herkese yetecek kadar sevgi var bizim ülkemizde. Sizin ülkenizde sizden başkasına yetecek kadar nefes dahi yok. Kendinizden başka sizin gibi düşünmeyen evlatlarınıza bile yer yok sizin ülkenizde…
Biz bu topraklar üzerinde yaşayan herkes için bir cennet olsun istiyoruz ülkemiz, siz sizden olmayan herkes için cehennem olsun istiyorsunuz. Kimseye tahammülünüz yok. Gaz lambasının alevi kadar kalan yüreklerinizde en ufak bir merhametiniz yok sizin gibi düşünmeyenler için.
Bu yüzden kardeşim ülke diye bir derdiniz yok sizin, hiçbir zaman olmadı… Sadece sizin gibi düşünen insanların olduğu bir ülke istiyorsunuz ama öyle bir ülke yok, hiçbir zaman da olmadı…
Biz sizin de içinde olduğunuz bir ülkede sesimiz birbirine ulaşırsa hep birlikte kıyamete kadar yaşayacağımıza inanıyoruz. Bu bereketli topraklar üzerinde, bu mavi göğün altında tek endişesi ülkesinin geleceği olan herkesle bir yerde ortak bir payda buluşulur…
Bir ülkede aynı dili konuşan, aynı sofranın etrafında toplanıp halay çeken insanlar değil aynı acıları paylaşıp birbirlerinin derdiyle hemhal olan insanlar birbirlerini anlayabilir ve birlikte yaşamaktan söz edebilir ancak…