Dostoyevski, Tolstoy, Balzac kadın ruhunun inceliklerini anlatmada niçin diğer yazarlara göre daha iyiler? Neden büyük romanlar yazabilmişler? Bir defa insanı; kadını -erkeğiyle çok iyi tanıyorlar. Çok zengin ve renkli hayatları var. Özellikle hayatlarından birçok kadın geçmiş. Kilise ile ev arasında yaşamamışlar.
Dosto inanç olarak kilise ev arasında kalmış, Tolstoy afaroz edilmiş, Balzac binlerce kadınla mektuplaşıp peşlerine düşmekten kilisenin yolunu unutmuştur. Her üçü de kadın ruhunu anlatan büyük romanlara imza atmışlardır. Mesela kadınların hiç bir zaman anlamayacağı "bir erkek aynı anda iki kadını sevemez mi?" sorusunu ancak Dostoyevski gibi bir romancı sorabilir, olgun kadınla genç kız arasındaki inceliği yalnızca Balzac dile getirebilir, kadın ruhundaki kasırgaları, aşkı ve ihtirası ancak Tolstoy anlatabilirdi. Çünkü bu büyük romancılar kadını çok iyi tanıyorlar. Mesela Balzac kadınlara, kadını tanıtmış, ayna olmuştur. Balzac'ın romanlarında kendini bulmayan tek bir kadın gösteremezsiniz.
Dosto'nun romanlarında sıkıntılı kadınlar (yoksul, fahişe) dramlarını yeniden yaşarlar. Tolstoy'un romanlarında yüksek sınıf kadınları aşkları, hırsları aldatmalarıyla yüzleşir. Büyük roman yazabilmek için büyük yaşamak gerekir. Sevgilisini, eşini dahi tanımamış, anlamamış adamlardan büyük romancı çıkmaz...