Bu ülkede HDP'nin PKK ile ilişkisi olmadığını söyleyecek bir kişi bile yoktur. Yoktur, çünkü kendileri de bu ilişkiyi inkar etmiyorlar.

Siyaset yapmaya karar veren bir grubun şiddetle, terörle ilişkisini kesmesi, kurallara uyması gerekir. HDP hiç bir zaman bu çaba içinde olmadı. Hep ideoloji yaptı, temsil ettiği seçmenin ekonomik, sosyal problemleri ile hiç ilgilenmedi.Onu seçmeninden çok Kandil ve İmralı ilgilendirdi.

Bütün bu gerçekler evvelden beri bilinen şeyler. HDP'nin PKK ile izdivacı yeni değil, yıllarca bile bile göz yumuldu, hatta bazen teşvik edildi. Çözüm sürecinde, bizzat hükümet tarafından İmralı ve Kandil ile ilişkileri yürütme görevi verildi. İktidarın verdiği izin olmasa tek bir HDP'li İmralı'ya gidip gelemezdi. Yani bazı suçları iktidar partisinin tanıdığı imkan ve suç ortaklığı ile işledi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının hazırladığı iddianame, kısmen basına yansıdı. 608 sayfalık iddianame ve içeriği en az 8/10 aylık bir hazırlığın yapıldığını gösteriyor. İddianame bir kaç gün veya bir kaç haftalık çalışmanın ürünü değil. Böyle bir iddianame 8/10 aydan önce hazırlanmaz. Bu MHP lideri Bahçeli'nin kapatılsın kampanyasını başlattığı tarihlere denk geliyor.

İddianamede HDP Kongrelerinde atılan Bıji Apo sloganları, belediyelerin terör örgütüne yaptığı yardımlar, işçilerden bilgileri dışında kesilen paralar, bazı HDP milletvekillerinin silah alımlarında yaptıkları aracılıklar, evinde terörist saklayanlar,İmralı'ya,Kandil'e yapılan ziyaretler, çekilen fotoğraflar tek tek ayrıntıları ile ortaya konulmuş.

Bunların hepsi gerçekten de oldu. Lakin bunlar sadece bugüne ait değil, evvelden beri HDP'nin yaptığı şeyler. HDP'nin bu icraatları toplumun kahir ekseriyeti tarafından tepki ile karşılandı. HDP'lilerin Karadeniz gezilerinden vatandaşın gösterdiği tepkiler, şimdi HDP karşıtlığı yapan sn Erdoğan tarafından eleştirilmiş, HDP'ye sahip çıkmıştı.

İddianamede HDP'ye isnat edilen suçların bir kısmını AKP ve AKP'ye yakın olan gazeteciler de işledi. Çözüm sürecinin İçişleri bakanı Beşir Atalaya,Apo'yu yere göge sığdıramıyor, Kürtlerin lideri olduğunu söylüyordu. Oslo görüşmelerine katılan MİT yetkilileri APO'nun felsefi görüşlerine duydukları saygıyı dile getiriyorlardı. AKP'nin bir gazetecisi, şimdilerin Penguencisi Apo Başkan PKK Şampiyon diyordu. Memleketin her tarafına gönderilen akil adamlar, PKK'nın terör örgütü olmadığını, ulusal bir kurtuluş hareketi olduğunu millete telkin ediyorlardı. Yani HDP'suçlarının bazılarında yalnız değildi ve bunların bazılarını AKP iktidarının yol vermesi sonucu işlemişti.

Sadede gelirsek meselenin aslı şudur: HDP'nin hiç bir politikasını onaylamıyorum, bu siyaset tarzının en çok Kürtlere zarar verdiğini düşünüyorum. Benzer suçların bir kısmına iktidarın ortak olduğunu söylüyorum. Bu kapatma davasının açılmasının esas sebebi yerel seçimler, bilhassa İstanbul seçimleridir. HDP yerel seçimlerde APO'yu dinlememenin cezasını çekiyor. Osman-Abdullah Öcalan kardeşleri dinleyip seçmenini Cumhur İttifakına yöneltseydi muhtemelen bu dava da olmayacaktı. HDP kapatılacak onun yerine APO'yu dinleyen yeni bir HDP kurulacaktır. Apo'nun talimatlarına uymayan bir bölge partisi istenmiyor. Ölüyü de Bahçeli'nin şahsında Türk milliyetçilerine sürükletiyorlar. AKP, yarın ben yapmadım ortağım yaptı diyerek işin içinden sıyrılacak, Türk milliyetçilerine de HDP seçmeninin düşmanlığı kalacak.