Ah bu şarkıların göz kör olsun...
Çoktan unuturdum ben seni çoktan,
ah bu şarkıların gözü kör olsun...
"İçmem suyundan içmem Cerrahpaşa" nın hazin öyküsüne "Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum" diyerek yıllar önceden omuz verir Cemal Süreyya...
Şarkılar neden bu kadar vurur ki?..
Yoksa bizi vursun diye mi şarkılar yaparız?
Acı biberi sevdiğimiz kadar severiz acıları da.
Aşk acısına meftun, kara sevdaya mim liyiz!
Bir garip milletiz vesselam.
******
Yaşımın orta kısımlarını epeyce geri de bıraktığımdan mıdır bilmem, hislerim rahmetli babamın emekçi elleri gibi nasır bağladı.
Duygularımızı gençliğimizle birlikte gömdük yılların kalbine..
Ara yollar da girmedik mahfil bırakmadık. Bazımız devrimci, kimimiz oportunist yavşak, kimimiz pragmatist yoldaş, bazıları müteahhit islamcı, sağcı, solcu, orta yolcu ve en sonunda Sekülerizm'in bile "Yeşil" boyalısını yaptık..
Kim demiş paranın imanı olmaz diye?Yanlış anlaşılmasın gardaşlar "Biz herşeyin yeşilini severiz. Bu yüzdendir dolara olan muhabbetimiz"
Özetle; İnsan olmanın dışında herbişey olabildik netekim!..
Şarkılar güzeldi dostum. Her dilde ayrı bir saund, her nağme de farklı enstrüman, armoni, flarmoni, senfoni, caz, arabesk....
******
Herşey olabilmek için ne çabalar harcadık bir bilseniz!
Eee bu ünvanları, bu titrleri öyle kolayına kazanmadık hacım..
Duygularımızdan kurtulduk önce. Gerçek yaşam da duygusallığa yer yok. Hele ticarette, siyasette hiç yeri yok böyle şeylerin.
Sonra vicdan denen şeyi ortadan kaldırmamız gerekiyordu ve bir an bile tereddüt etmedik. Hem ne gereği vardı zaten. Ruhumuza yaslanan ne var ise merhamete dair değiştiriverdik "Yükte hafif paha da ağır" olanlarla..
*****
Şarkılar şarkılar da kaldı..
Güzel şarkılar vardı eskiden..
Güzel insanlar da vardı!
Biz o şarkıları dinlerken kimseye tuzak kurmaz, sadece güzel hayaller kurardık.
Kimsenin arkasından konuşmaz, kimsenin ardından iş çevirmezdik..
Herkesin gönlünde bir sevdası, dilinde bir türküsü ve tuttuğu bir futbol takımı olurdu.
En azami ihtilafımız olsa olsa "Cüneyt Arkın'mı, Yılmaz Güney'mi" bahsinden mütevellit olurdu..
******
Ne eski şarkılar var artık, ne de eski insanlar. Tıpkı manav da satılan domates gibi, notalarında tadı kalmadı...
Her neyse uzatmayalım madem,
"Haydi Abbas vakit tamam.. Akşam diyordun, bak işte oldu akşam"