Merhum Erbakan Hoca'nın bugünkü iktidar için bir 'at yarışı spikeri' benzetmesi vardı.

Biliyorsunuz at yarışı spikerleri yarışan atlara müdahale edemezler.

Tek yaptıkları hangi atın öne geçtiği, hangi atın geride kaldığı, hangi atın burun farkıyla birinci  geldiğini anlatmaktır. 

Ama öyle bir heyecanlı, öyle bir yürekten, öyle bir bağırarak anlatırlar ki siz hangi atın kaçıncı geleceğine at yarışı  spikerlerinin karar verdiğini sanırsınız.

Bütün iktidar yetkililerinin gün 24 saat onlarca televizyon kanalında gün boyu yaptıkları at yarışı spikerliğidir.

Amerika'nın yaptığı şudur, İsrail'in yaptığı budur, İran şunu yapmak istiyor, Rusya şöyle düşünüyor, ekonomide şu oldu, dış politikada bu oldu demekten başka bir şey dedikleri yok.

Bütün söyledikleri suyun akışını değiştiriyor mu, hayır. Filistin'de bir tek çocuğun gözyaşının akmasına engel olabiliyor mu, hayır.
Amerika'nın politikalarında herhangi bir değişiklik meydana getiriyor mu, hayır.

Esnaflara, işadamlarına, memurlara, işçilere yönelik söylemleri kimsenin kalbini ferahlatıyor "Oh be!' dedirtiyor mu, hayır.

Atlar koşuyor onlar bağırıyor. Onlar bağırdıkça vatandaş gözlerini atlara değil, onlara dikiyor.

Atlar koşuyor. Birileri koşan atları izliyor. Koşan atları ve koşan atları izleyenleri izleyenler "Bunlar ne yapıyor yahu, öküzün trene baktığı gibi bakıyor" demeye devam ediyor...