Tarihin çok kez doğruladığı kendi ideolojik birikimlerinin değerleri ile düşünmeye başladıkları zaman aslında birliğimizin önündeki tüm engeller kalkacaktır.

Eğer yazar, gazeteci ve konu uzmanı olarak tv programlarına katılan arkadaşların iddia ettiği gibi Suriye bölünür ve Fırat’ın doğusunda PYD-PKK terör örgütleri özerk bir bölgeye ve federatif bir yapıya sahip olurlarsa ve yine söyledikleri gibi ABD-İsrail güdümünde gardiyan görevi üstlenecek bir terör özerk bölgesi Suriye topraklarında kurulursa onlar haklı çıkacak ve gelişen olayları farklı değerlendiren ve düşünen herkes bu yorumcu arkadaşların haklarını teslim etmek zorunda kalacaklardır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Suriye’de Fırat’ın doğusunda ABD-İsrail güdümünde Batı’nın gardiyanı olacak bir özerk terör bölgesinin kurulmasına asla fırsat ve izin vermeyecek diyen arkadaşlarımız haklı çıkar, PYD-PKK Suriye topraklarına gömülürse o zaman da böyle düşünenler haklı çıkmış olacaklar.

Bu durumda da hakları teslim edilecek olanlar bu yorumcular olacak.

Peki Türk milliyetçileri ne düşünüyor?

Yukarıdaki taraflardan hangisini doğru buluyor ve onlar gibi düşünüyor?

Ya da özgün olarak ne düşünüyoruz?

Bölünmüş durumdayız değil mi?

Yarım asrı geçmiş siyasi mücadelesinde, Türk Devleti'ni, başının üstünde tutan, Türk milletinin bölünmez bütünlüğü için serden geçmiş, ter dökmüş Türk milliyetçileri, Türk Devleti'ni tehdit eden iç ve dış düşmanlıklar ve eylemler karşısında dün tek vücut ve tek yürek iken bugün bölünmüş ve darmadağınık hâldeler.

Öyle bir dağılmışlık hâli içindeler ki bir kısmı ABD-AB emperyal lobisinin İslam karşıtlığı temelinde yeni akım seküler milliyetçilik rüzgârı ile savrulmuş durumda.

Sol-sosyalist-bölücü ittifakına meşruiyet sağlayan sularda boğulmak üzere olduklarının farkında bile değiller.

Nefret ve kinlerinin odağına AKP iktidarını öyle bir heyecanla koymuşlar ki siyasi iktidarı bugünlere getiren din istismarına karşı olmaları gerekirken bizzat dinin ve inançların karşıtlığına evrilmiş durumdalar.

Diğer büyük bir kesim ise “güvenlik bürokrasisinin” ülkemize yönelik emperyal tehdidi bertaraf etmek için yaptığı ve ülkemizin gücünün sınırlarını zorlayan mücadelesini; ümmetçi-hilafet hayalinin çıkmaz sokağına sokmak isteyen siyasal İslam’ın iktidar odağı ile şüpheli bir iş birliği içinde. Cumhur ittifakının bileşenleri olan milliyetçi partilerin saflarında karmakarışık duygular içindeler. Akılları ve gönülleri ile çatışma hâlindeler.

Türk milliyetçileri, fikir ve inanç atlasları ile uyuşmayan bu her iki siyasal çatışmanın tarafı olmadan, tarihin onlarca kez doğruladığı kendi ideolojik birikimlerinin değerleri ve doğruları ile bağımsız düşünmeye başladıkları zaman aslında birliğimizin önündeki tüm engeller kalkacaktır.

Şu anda iktidarın siyasi kanadı ile muhalefet karşılıklı Rus ruleti oynuyorlar.

Suriye’de PYD ve PKK, devlet ya da özerk bölge kuracak mı kuramayacak mı?

Çok sert ve kesin hükümler ile iki taraf da iddialarında ısrarcı.

Yakında 6 patlarlı Rus ruleti bitecek.

2 haftası geçti Suriye olaylarının.

Kaldı 4 hafta.

Karşılıklı iki deneme tetik çekme süresi bitti. Kaldı en fazla 4 tur.

Bu sürede PYD-PKK özerk bölge sahibi olursa (yani ABD-İsrail) muhalefet kazanacak Rus ruletinin mermisi İktidarın başında patlayacaktır.

PYD, PKK devleti veya özerk bölgesi kurulmaz bir de üstüne PYD-PKK hezimete uğratılarak bölücü teröristlerin elli yıllık hayalleri kabusa dönerse işte o zaman da Rus ruletinin mermisi başta ana muhalefet olmak üzere muhalefetin peşinden gidenlerin başında patlayacaktır.

İşte meselenin asıl düğümü de bu noktada.

Türk milliyetçileri Suriye’deki gelişmeler ve muhtemel sonuçları üzerine daha özgün gerçekçi, sahaya uygun ve tarihin yol göstericiliği ile milliyetçi bir bakış açısıyla bakabilse işimiz çok kolaylaşacak.

Suriye’de Esat rejimini sonlandıran olaylardan çok önce kesin bir dille iddia etmiştik.

PYD, PKK Suriye’de kesinlikle bir devlet kuramayacaktır.

Asla böyle bir şey olmayacaktır.

Suriye olayları başlayınca da bu görüşümüzü koruduk.

Bugün yineleyebiliriz.

Artık ne Suriye’de ve ne de başka bir yerde PYD-PKK’nın ne özerk bölgesi olacak ve ne de devlet kurulabileceklerdir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendi varlığını ilelebet koruma iradesi ve refleksi, vatan ve millet bütünlüğünü parçalama fitnesinin odağı olacak olan böyle bir terörist devletin kurulmasına asla izin vermeyecektir.

Kim isterse kim desteklerse desteklesin sonuç değişmeyecektir !

Kendi milletinin güvenliğini sağlamak ve vatan topraklarını korumak için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iyi hazırlanmış kontrollü bir stratejiyi sahada uyguladığı açıkça görülmektedir.

Güç dengelerini bilen ve devletler hukukunda haklı zeminini kaybetmeden attığı kararlı ve cesur adımları, Türk milliyetçileri iç siyasetin her türlü rant hesaplarının üstünde görmeli ve desteklemelidirler.

Türk milliyetçileri bu noktadaki tespitlerini, tenkitlerini ve itirazlarını Suriye’deki gelişmelere karşı dikkatli yapmalıdırlar.

Durumdan vazife çıkarmak kurnazlığı ile siyasal İslam’ın ümmetçi-hilafetçi söylemlerine karşı olurken Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin var olma kararlılığını gösterdiği son gelişmeleri iyi analiz etmeli ve siyasal İslam’ın başımıza büyük belalar açacak hilafetçi rant hesapları üzerine kurulu tuzağını bozmalıdırlar.

Hakkı Şafak SES