Yerelde siyasi partiler bu sivil fakat kararlı inisiyatifleri önemsemezler ve dikkate almazlar ise işleri zor.
Bugün konuşulan belediye başkan adaylarından tanınan ve mevcut siyasi partilerde önceden makam, mevki sahibi olmuş,tanınan bir siyasetçinin aday olma şansı seçim yaklaştıkça azalacaktır.
Eğer aday olsalar bile seçimi kazanmaları çok zayıf bir ihtimal olacaktır.
Siyasi partiler ittifaklar sürecinde mevcut halleri ile siyasetin heyecanını ve gelecek ümidini vatandaşın gönlünde ve gözünde bitirdiler.
Yakında mahalli yönetimlerde siyasi partilerin değil “sivil bağımsız insiyatiflerin” baskısının kamuoyuna hakim olmaya başladığını göreceğiz.
Siyasi partiler bu sivil fakat kararlı insiyatifleri önemsemezler ve dikkate almazlar ise işleri zor.
Bu sivil insiyatifler üç siyasi blokta güç merkezi oluşturacaklardır.
Muhafazakar siyasi islamcılar;
Sol-sosyalist-bölücü siyasetin bileşenleri;
Ve de milliyetçiler.
Bu üç kesimin seçmen potansiyeli aşağı yukarı bir birine yakın.
Bu üç kesimin de önümüzde ki günlerde güçlü bir insiyatif tabanlarında kendiliğinden oluşacaktır.
Seçim ittifakları, “yukarıda” partiler tarafından değil bu üç siyasi eğilimin “tabanda” önceden ortaya koyacağı güç dalgası ile şekillenecektir.
Bu sosyolojik gerçekliği atlayan ve ısrarla kendi partisinden siyasi bilinen bir isimde ısrar ederek partiler arası ittifak arayışına giren parti nin adayının seçimi kaybetmesi sürpriz olmayacaktır.
Siyasi partiler siyasetle birlikte demokrasiyi de çürüttüler.
Halk bu gerçeğin ayırdında, biliyor ve hissediyor.
Her ilde parti ittifaklarının dengelerini ve hesaplarını bozacak, siyaset dışından dürüst, güvenilir ve tertemiz isimlerin bu sivil insiyatiflerin adayı olmasının önünü açacak çok önemli bir sebeb daha var: halkın siyasi partilere ve dikte ettireceği adaylara “protest” bir duruş sergileme istek ve önceliği.
Seçim yaklaştıkça siyaset sosyolojisinin bu gerçeklik üzerinden akışının seçim sonuçlarını nasıl etkileyeceği daha iyi görülecek ve anlaşılacaktır.
Hakkı Şafak Ses