Akçaabat açısından Osmanlı döneminin en önemli olayı, 18 gemiden oluşan Rus donanmasının Sargana burnu önünden Kavaklı Köyü´ne doğru yaptığı çıkarmaya karşı yöre halkının kahramanlık ve yiğitlik destanıdır. Genel tarih kaynaklarında yeterince yer verilmeyen bu olay 1810 yılının Ramazan bayramında yaşanmıştır. Muzaffer Lermioğlu savaşa katılanların yakınlarıyla görüşmeler yaparak olayın tüm ayrıntılarını öğrenir.

Sabahın alaca karanlığında Sargana burnu önünden karaya çıkan Rus askerleri, bir yandan Kavaklı köyünü ateşe verirken bir yandan siperler kazarak yerleşmeye girişirler.

Kavaklı köyü o gün, Ramazan bayramının sevincini yaşamak için uyanmıştır. Köyün erkekleri bayram namazı için camide toplanmıştı. Olayı ilk gören kadınlar ve çocuklar caminin çevresinde bağrışmaya başladılar. Namazını bitirip camiden çıkan erkekler hemen silahlandılar. Bu arada yardım için Akçaabat´a, çevre köylere haber saldılar.

Olayı duyan Akçaabat Ayanı Sakaoğlu Mahmut Ağa, derhal halkı silah altına çağırır. Eşi Ulve Hatun da kendisi gibi silahlanıp iki oğluyla birlikte eşi Mahmut Ağa´nın yanında yer alır. Ağalarını ve Hatunlarını başlarında gören halk, kısa sürede toparlanıp Kavaklı köyünün yardımına koşar. Mahmut Ağa´nın habercileri Trabzon Valisi Çarhacı Ali Paşa´ya ulaşınca her yana haber salınarak toplanan yardım birliği, Kavaklı´ya doğru yola girer.

Bu sırada öncelikle Kavaklı, Darıca, Meşeli, Karaçam, Gökçebel köylerinden gelen kadınlı erkekli savaşçılar, Dancalı Kanberoğlu Memiş Ağa komutasında saldırganlara karşı yiğitçe direnmektedir. Öğleye doğru önce Akçaabat´tan, hemen ardısıra Trabzon´dan gelen yardımcı birlikler köylülerin yanında yer alınca savaş iyice kızışır. Kıyıda demirleyen Rus donanmasının top desteğine Kireçhane tabyasından karşılık verilir. Bu arada Kaplanoğlu Mustafa Ağa yönetiminde Çarşıbaşı dolaylarından gelenler ile uzak köylerden silah ata ata yardıma koşanlar Türk cephesini iyice güçlendirir.

Savaş olanca şiddetiyle akşam karanlığına dek sürer. Ertesi gün tan ağarırken Çarhacı Ali Paşa yeniden saldırı emri verir. Rus´ların ön siperleri kısa sürede aşılır. İkinci siperler için korkunç bir boguşma başlar.

Kadınlar ellerine geçirdikleri balta, nacak, keser, orak, bıçak, kazma, kürek gibi ilkel silahlarla Ulve Hatun´un yanında ayrı bir birlik kurarak savaşın içine girerler. Bir zamanlar buralardan gelip geçen Amazonlar gibi karşılarındaki düşmana kan ağlatan bu kadınlar, savaşın yazgısını belirlemede çok etkili bir rol oynarlar. Savaş olanca yoğunluğuyla sürerken ön cephelerde bir er gibi savaşan Çarhacı Ali Paşa yaralanır. Savaşın yönetimini yeniden Sakaoğlu Mahmut Ağa üstlenir. Kadın erkek yediden yetmişe dek şaha kalkan direnişçiler karşısında şaşkına dönen Rus askerleri bozguna uğrayarak gemilerine doğru kaçışmaya başlarlar. Kaçamayanlar esir alınır.

Bu savaşta 48´i kadın, 921´i erkek olmak üzere toplam 969 savaşçımız şehit olur. 35 savaşçı da ağır yaralanır.Ruslar ise 1322 ölü, 48 yaralı bırakarak savaş alanından kaçarlar. Aynca 127 Rus askeri esir alınır. Savaşa katılmak için Rize, Of, Sürmene´den yola çıkanlar Yanbolu deresine, Tonyalılar Söğütlü´ye, Tirebolu, Görele ve Vakfıkebirliler Şalpazarı´na geldiklerinde zafer haberi alarak sevinçle geri döndüler..