Evet iki günlük Ağrı dedim ve böylesi bir duygu fırtınası yaşadım gezip gördüklerim karşısında...
“Çok şanslısınız yılın sadece birkaç günü böyle muazzam bir görüntü verir ve o sayılı günlerden biri de size denk geldi...” dedi çevremdekiler şaşkınlıkla!
Gerçekten çok güzel görünüyordu. İhtişamıyla birlikte bir ruhu var gibiydi. Asırlık aşk yükümüzle birbirimize bakarken ‘O Mem ben Zin’ olmuştuk... Konuşmak, anlaşmak ve tin de buluşmak için kelimelere gerek var mıydı bilmiyorum fakat tek kelime etmeden damla damla akmıştık birbirimize... Her şey tamamdı da kalemiyle, yüreğiyle, zihniyle büyük üstat Ahmed-e Hani’miz eksikti... Biliyorum ki yaşasaydı Doğubeyazıt’ın zirvesinde inci tanesi gibi ışıldayan İshakpaşa Sarayı’ndan bize bakıp, yeni bir destana can suyu yapardı bizi Ahmed-e Hani... Sonra alıp bizi o destanın rüzgarına yüklerdi ve tarihin kokusunu ciğerlerimizin dibine dibine solurken bir o yana bir bu yana üflerdi ruhunu bize de... Sonra rüzgarın esintisiyle savrulurken yüreğimiz, boncuk misali dizilen kuzuların sesini alırdık kulağımıza anne şefkatinde ninniler niyetine... Acıktım mı ellerimi bulutların arasından Diyadin’in seralarına uzatıp toprağın bereketiyle ve termal suların etkisiyle lezzet bulan mis kokulu domatesleri iştahla ısırırdık... Dedim ya estetik ve asil duruşuyla kelimelere ihtiyaç duymadan konuşuyor, beni hasretle kucaklıyor, sahipleniyor ve ‘hoşgeldin’ diyordu... Hoş buldum Ağrı Dağı, hoş buldum Ağrı...
Evet iki günlük Ağrı dedim ve böylesi bir duygu fırtınası yaşadım gezip gördüklerim karşısında...
Doğu’nun sessiz, sakin, var mı yok mu pek anlaşılmayan, kültürel dokusunu halâ koruyan şehri Ağrı. Bununla birlikte tarım, hayvancılıkta ve turizmde de büyük bir cevhere sahip olmasına rağmen maalesef bir türlü bu yönde sesini gerektiği kadar duyuramamış ve potansiyelinin tam farkına varamamış bir şehir. Öyle ki, Ağrı’da bir alışveriş merkezi dahi yok! Halbuki yılın yarıdan fazlasını olumsuz hava koşulları ile geçiren Ağrı’da kapalı sosyal alanların çok daha fazla olması gerekiyor. Ekmeğini Ağrı’dan kazanlar bile alışveriş yapmak, gezmek, eğlenmek, zaman geçirmek için ilk fırsatta çevre illere akın ediyor. Neyse ki bu yönde ilk adım atılmış. Ağrı Valisi Dr. Osman Varol şehir merkezinde yapılacak tam kapsamlı bir alışveriş merkezinin inşa edilmesi için karar almış.
Ağrı, tarım ve hayvancılıkla birlikte tüm dünyanın odağı olan Ağrı Dağı başlığıyla da çok değerli fakat bu konuda da maalesef istenen potansiyel elde edilememiş. Ağrı’yı geniş çerçevede gezdim, gördüm, not ettim zihnime. İlerleyen süreçte yeri geldikçe sizlerle notlarımı paylaşacağım.
Ağrı’da öncelikle Vali Dr. Osman Varol’u ziyaret ettim. Uzun ve değerli bir sohbet sonrası Vali Varol’dan önemli başlıklar elde ettim. Öncelikle Vali Varol olayı doğru tespit etmiş ve yatırım haritasını da bu tespitler doğrultusunda çiziyor... ‘Potansiyelini keşfet Ağrı’ diyen Vali Varol tarım ve hayvancılık, kültür ve turizm, eğitim, spor, sosyal alanlar başlıklarında ayağı yere basan ve kısa zamanda geri dönüşü hedefleyen projeleri hazırlayıp hayata geçirmeye başlamış bile... Ayağı yere basan ve şehirlerin dokusuna uygun projeleri uygulamaya almak gerekiyor elbette çünkü ‘ses getirsin‘ diye realiteyi yansıtmayan ve geleceğe yönelik yatırımı hedeflemeyen projeler maddi, manevi israfla birlikte zamanla ‘kurumların ve idarecilerin prestij kaybına’ da sebep oluyor!
Evet tarım ve hayvancılıkta potansiyelinin zerresi sayılabilecek oranda faaliyet gösteren Ağrı’da Vali Osman Varol’un başlattığı projelerin karşılığını kısa zamanda aldıkça bir basamak daha üste taşınacak yeni projeler hazırlanmış bile.
Ağrı’da kadınlar oluşturulan istihdam alanları ile çocuklar ve gençler de eğitim, kültür, sanat, bilim ile unutulmamış. Vali Varol’un gözleri ve sözleri Ağrılı gençlerin KodlaAğrı çalışmalarını anlatırken ayrı bir coşkuyla güç buluyordu. KodlaAğrı Merkezi’ni ziyaret ettim ve itiraf edeyim hayran kaldım. Hayranlığım mekana değildi elbette işleyişteki ruha ve enerjiyeydi... Eski bir bina imkanlar dahilinde onarılmış ve kullanıma uygun dizayn edilmiş, içine gencecik zihinler yerleşmiş, sorumlular büyük emekler vermiş, hayranlık uyandıran sonuçlar çıkmış... İşte KodlaAğrı’nın hikayesi böyle başlamış. Şimdi söylemiyorum sürpriz olsun yakında Ağrılı gençlerden güzel haberler duyacaksınız ve söz verdim o güzel günde ben de orada olacağım...