Herkesin evi ayrı. sofrası ayrı. Anne, baba, dede, nine, dayı, ayrı evlerde yaşıyorlar ve kuzenler birbirlerini ya tanımıyor ya da çok çok sonra tanışıyorlar.

Çocukluğum kalabalık ailede geçti. Anna, baba, dede, nine, hala, dayı, amca, teyze...

Herkes benim gibiydi.

Çok normaldi.

Bir düzüne insan aynı evde yaşıyorduk.

Ev kalabalık, sofralar şendi.

Zaman değişti. Aileler artık birlikte yaşamıyor. Herkesin evi ayrı. Herkesin sofrası ayrı. Anne, baba, dede, nine, dayı, hala, teyze ayrı ayrı evlerde yaşıyorlar ve kuzenler birbirlerini ya tanımıyor ya da çok çok seneler sonra tanışıyorlar.

Tanışsalar bile belli bir seromoni ve disiplinle.

Birlikte hiçbir hikayeleri yok.

Hiç kimsenin hiç kimse ile hikayesi yok.

Hal böyle olunca duygular ve ilişkiler de değişiyor. İster istemez değişiyor. Kimsenin kimseye ihtiyacı yok.

Daha doğrusu olmayacak.

Herkes kendi ayağı üzerinde duracak. En büyük öğreti!..

Depremde evi yıkılan babam bize taşındı. Bizimle yaşamak zorunda kaldı.

Keyfiyet değil, mecburiyet...

Kendisi ve üzerindeki kıyafetler... Evi, her şeyi enkazla gitti.

Benim çocuklar dedelerine çok çabuk ısındılar. Diyalogları gelişti, samimi oldu, şakalaşmaya başladılar.

Duygular ve diyaloglar yeni yeni hikayeler yazıyor. Yeni cümleler kuruyor, yeni yeni hikayeler anlatıyorlar.

Ben ayrıca haz alıyorum. Adeta çocukluğumu yaşıyorum. Anne, baba, kardeşler, dede...

Babam bizde olunca çocuklar amcalarını ve halalarını daha sık görmeye başladılar.

O kadar çok ihtiyacımız varmış ki yaşayınca anladık.

Hızla değişen dünyanın aramıza koyduğu mesafeyi ortadan kaldırmak mümkün ve birlikte yaşamalıyız. Depremin sebep olduğu onca acının içinde insan olduğumuzu hatırlatan ve hiçbir konforun yaşatamayacağı duyguları yaşatan güzel hikayeler de yazılıyor.

Belki kendimizi kandırıyor, mutlu olmak için sebep üretiyoruz, ama olsun, koşulların mecbur ettiği hayat, iyi şeyler çıkarmanın ve yaşamanın mükafatı oluyor, bu da yeter.

Kaybettiklerimize üzülmenin yıkıcılığını unutturacak yahut azaltacak davranışlar öğretmenin/öğrenmenin en basit, en kolay, ama bir o kadar da önemli ve gerekli yolunu başka hangi mecburiyet bize yaşatabilir.

Biz hangi kararlarla kalabalık aile olmanın önünü açabiliriz?

Bu kadar büyük acı ve ayrılık fazla belki, ama nasihatin musibetten alacağını tahsil etmenin başka yolu kalmadı belki.