Kimi sahne kahkaha, kimi sahneler ise gözyaşlarıyla dolu. Karakterlerimiz değişir, mekanlar farklılaşır, ancak bir şey değişmez: Her filmin bir sonu vardır.

SEVGİLİ OKURLARIM,

Hayat, büyük bir film şeridi gibi. Kimi sahneleri kahkahalarla, kimi sahneleri ise gözyaşlarıyla dolu. Karakterlerimiz değişir, mekanlar farklılaşır, ancak bir şey değişmez: Her filmin bir sonu vardır.

Hayatta da böyle değil mi? Doğarız, büyürüz, severiz, seviliriz, hayal kırıklıkları yaşarız, umut ederiz. Ancak, tıpkı bir filmin son sahnesi gibi, hayatın da bir bitiş noktası vardır. Bu bitiş, kimileri için korkutucu, kimileri içinse huzur vericidir. Asıl önemli olan, o sona ulaşmadan önce yaşadıklarımız, öğrendiklerimiz ve geride bıraktıklarımızdır.

Her film, bir mesaj taşır; tıpkı hayat gibi. Filmin başında, ortasında ya da sonunda fark etmeksizin, her anından bir şeyler öğreniriz. Bazen bir karakterin cesareti bize ilham olur, bazen de bir hikaye, kendi yolculuğumuzda bize ışık tutar. Hayatın sonu, bu filmde neleri başardığımızı, neleri başaramadığımızı ve kimlere dokunduğumuzu gösteren bir bilanço gibidir.

Filmin sonuna geldiğimizde, tıpkı bir sinema salonunda ışıklar yanıp da koltuklardan kalktığımızda olduğu gibi, hayatımızın da sonuna ulaştığımızda, geriye kalan tek şey anılarımızdır. O anılar, bizim filmimizin mirasıdır. Bu mirası nasıl inşa ettiğimiz, filmin nasıl hatırlanacağını belirler.

Belki de her film, bir sonu olduğu için bu kadar değerlidir. Eğer hiç bitmeyen bir film olsaydı, her sahnesinin kıymetini bu kadar anlayabilir miydik? Tıpkı hayat gibi. Eğer sonsuz bir ömre sahip olsaydık, her anı bu kadar özel ve anlamlı kılabilir miydik? Her anı değerli yapan şey, onun bir daha geri gelmeyecek olmasıdır. 

Bu yüzden, her filmin bir sonu olduğunu bilerek yaşamak gerekir. Hayatımızın filminde, her sahneyi dolu dolu yaşamak, her anın tadını çıkarmak ve sonuna geldiğimizde geriye baktığımızda pişmanlık değil, tatmin duymak en büyük arzumuz olmalı. Unutmayalım ki, hayatın her sahnesi, filmin finaline hazırlıktır.


Bu yazıda hayatın geçiciliği, anların kıymeti ve sonların kaçınılmazlığı üzerine bir perspektif sunmak istedim. Umarım beğenirsin.

Sevgiyle Kalın.
18.AĞUSTOS.2024
KUZEY IRAK / ERBİL