Beklenen bir mektup, kalpleri heyecanla çarptırır, hasretle geçen günlere ışık olurdu. Şimdi ise aşk, hızlı mesajların, kısa videoların ardına hapsolmuş durumda
Sevgili Okurlar,
Bugünkü köşemde sizlere, kaybolan duyguların yerine aşkı nasıl yeniden kazanabileceğinizi anlatacağım.
Aşk, insanoğlunun yüreğinde açan en özel çiçek. Bir kez filizlendi mi, büyüdükçe büyür, kokusuyla dünyayı güzelleştirir. Ancak modern zamanların getirdiği hız ve karmaşa, bu nadide çiçeği solgunlaştırıyor, duygularımızı silip süpürüyor.
Bir zamanlar aşklar mektuplarla, şiirlerle yaşanırdı. Aşıklar, hislerini kağıda döker, her kelimede sevgilerini saklarlardı.
Beklenen bir mektup, kalpleri heyecanla çarptırır, hasretle geçen günlere ışık olurdu. Şimdi ise aşk, hızlı mesajların, kısa videoların ardına hapsolmuş durumda.
Her şey anlık, her şey yüzeysel. Derinlik kayboluyor, duygularımız siliniyor.
Sevdiğine dokunmanın, gözlerine bakmanın, sesini duymanın yerini soğuk ekranlar alıyor.
Kalpler arasındaki bağ, Wi-Fi sinyalleri kadar kırılgan hale geliyor. Aşklar, dijital dünyanın sahte mükemmelliği içinde eriyip gidiyor.
Gerçek duygular, emojilere sıkışıyor; gözyaşları, ekrandaki bir simgeden öteye geçemiyor.
Ama aşk bu kadar basit olamaz, olmamalı.
Aşk, her şeyden önce hissedilmeli, yaşanmalı, derinlerde yankı bulmalı. Bir bakış, bir dokunuş, bir söz… Bunlar, aşkın en güçlü silahlarıdır.
Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, bu silahların yerini hiçbir şey alamaz.
Belki de durup düşünmeliyiz.
Sevdiklerimize daha çok zaman ayırmalıyız.
Onlarla gerçek anlar paylaşmalıyız.
Gözlerimizin içine bakıp, duygularımızı en derinden hissetmeliyiz.
Aşkı, sahte dünyaların ardında kaybetmek yerine, onun saf ve temiz halini yeniden bulmalıyız.
Aşkın duygularını korumak, onları canlı tutmak elimizde. Kalplerimizi açıp, hislerimizi serbest bırakmalıyız. Çünkü aşk, yaşandıkça, paylaşıldıkça güzelleşir.
Duygularımızı silmek yerine, onları daha da güçlendirelim. Aşkı, en saf haliyle yaşayalım, hissettiğimiz her anın değerini bilelim.
“Umut Dolu Yarınlarınız Olsun.”
Saygıyla Kalın.
18.TEMMUZ.2024
K U Z E Y I R A K