Uzaktan takip ediyorum...O büyük enerjiyi ve gençlere yakılan umudun ışığını taaa buradan bile alıyorum...Çocukların sevgisini görüyorum, duyuyorum...’Fırsat buldukça buyurun gelin, üç beş kelam edip gençleri motive ederek içlerindeki cevherleri keşfetmelerini sağlayın’ diyorum...

Bunca ilgi kime mi? Anadolu çocuklarının okulu olmayı misyon edinen Trabzonspor’a elbette.
Trabzonspor her daim böyleydi. Çocukluğumuzdan bu yana hangi takımı tutarsak tutalım hepimizin ikinci evi gibi samimi ve bizdendi...

Trabzonspor’un zor günlerden geçtiğini hepimiz biliyoruz. Tüm zorluklara rağmen kapılarını gençlere kapatmayıp ‘baba ocağı’ olmaya devam eden kulüp herkese adeta ders veriyor. Gençlere sahip çıkmak için yerli oyuncu tavrını da ısrarla koruyor.
Geçtiğimiz yıl Trabzonspor’un bayramlaşma programına katılmıştım. Hiç unutmayacağım bir gündü. Orada gördüğüm manzara beni çok etkilemişti ve hemen yazmıştım. Küçüğünden büyüğüne tüm sporcular yan yana oradaydı. Saatlerce yorulmadan Trabzonlular ile kucaklaştılar. Ayrıca Başkan Ahmet Ağaoğlu’na gösterilen sevgi de görülmeye değerdi....

Trabzonspor başından beri Anadolu insanının umut kapısı olmuştu fakat son yıllarda bu kapı sosyal sorumluluk projelerinin de gönüllü partneri oldu. Nasıl mı? Güneydoğu başta olmak üzere Anadolu’nun çeşitli yerlerinden Trabzon’a giden gençlerin olmazsa olmazı yine Trabzonspor oluyor. Tesisleri ziyaret etmek, Başkan Ağaoğlu, Ünal Hoca ve futbolcular ile tanışmak...Sohbetler edip bol bol fotoğraf çekmek...Bu büyük sevgi karşısında Trabzonspor’da elinden geldiğince gençlere çeşitli hediyeler takdim etmeye çalışıyor elbette. Sonra o gençler ömür boyu unutamayacakları anları zihinlerine kazıyıp mutlu bir şekilde dönüyorlar evlerine. Buyurun size gönülleri kazanmanın en etkili yolu.

Söz gençleri kazanmaktan açılmışken geçtiğimiz günlerde beni çok etkileyen bir fotoğrafa da değinmek istiyorum.
Yusuf’un kaleci Arda’yı teselli ettiği o fotoğraf aslında Trabzonspor hakkında yazılacak kitaplar dolusu kelimenin özetiydi. Yaşı küçük yüreği büyük Yusuf kendisinden birkaç yaş küçük arkadaşının acısını bir abi edasıyla sahipleniyordu, dindirmeye çalışıyordu. O an ‘helal sana ve o kocaman yüreğine be çocuk’ takdirini zihnime yazdım ki Yusuf’u ilk gördüğümde de kendisine teslim edeyim. Hani demiştik ya Anadolu insanının ‘baba ocağı’ gibi Trabzonspor! Boşuna dememişiz demek ki.
O fotoğraf karşısında ruhumda beliren Yusuf’a ait cümleleri sahibine teslim etmeyi bekletsem de bazı cümleleri anında teslim ettim.
‘İşte bu başkanım! İşte kulüplerden gençlerimize vermesini beklediğimiz öğreti bu’ coşkumu işin mimarlarından Başkan Ahmet Ağaoğlu’na hemen ilettim...