Birinci Dünya Savaşından sonra bölgeye gelen işgal güçlerinin yağmasından kurtarılan eserlerin korunması amacıyla, Fahri Asar-ı Atika memuru olarak görevlendirilen öğretmen Süleyman Fikri ERTEN tarafından 1919 yılında müze kurma girişimlerine başlanmıştır.
Antalya Müzesi, ilk olarak 1922 yılında Alaaddin Cami’nde kurulmuştur. 1937 yılında Yivli Minare Camisi’ne taşınan Müze, yerleşimi, teşhir ve düzenlemeleri tamamlandıktan sonra 1972 yılında günümüz binasında ziyarete açılmış ve 1988 yılında “Avrupa Konseyi Yılın Müzesi” ödülüne layık görülmüştür.
Müze, bugün on dört sergi salonu ile açık hava galerileri ve bahçeden oluşan 7.000 m2’si kapalı olmak üzere toplam 30.000 m2’lik bir alanda hizmet vermektedir. İçerisinde ayrıca modern sanatlar sergi salonu, konferans salonu, kafeterya, video gösterim salonu ve geçici sergi salonu bulunmaktadır.
İnsanlık tarihine kesintisiz tanıklık etmiş, Anadolu topraklarının zengin geçmişe sahip yerlerinden biri olan Antalya Bölgesi’nin sınırları içerisinde yer alan üç antik kültür bölgesinden Likya, Pamfilya ve Pisidya’nın önemli bir bölümü Antalya Müzesi’nin sorumluluk alanını oluşturur.
Arkeolojik zenginlikleriyle eşsiz bir açık hava müzesi durumundaki Antalya’da her yıl pek çok bilim insanı tarafından bilimsel kazılar yapılmaktadır. Salonlarda, Antalya topraklarının ilk insanla başlayan ve insanlığın binlerce yıllık geçmişini yansıtan, kronolojik ve yer yer konularına göre sergilenen eserler görülebilir. Perge Antik Kenti kazılarında bulunan Roma Dönemi heykeltıraşlık eserlerine ve son yıllarda müze tarafından yürütülen kazılarda gün ışığına çıkartılan önemli ve ünik buluntulara ev sahipliği yapan Antalya Müzesi, dünyanın en önemli müzeleri arasında yer almaktadır.