Remzi Kır İlkokulu köylerinde Tosmurlu ilkokulunda bitirmiş, hayvancılıkla uğraştıkları için başkaca okul bitirmemiştir. Beşi kız, beşi erkek on kardeştiler.
REMZİ KIR
Doğum: Silifke 10.11.1967
Yerel sanatçımız Remzi Kır 10.11.1967 tarihinde Silifke Tosmurlu Mahallesinde doğmuştur. Annesi Hayriye Hanım, babası Mehmet Kır’dır.
Remzi Kır İlkokulu köylerinde bulunan Tosmurlu ilkokulunda bitirmiş ve hayvancılıkla uğraştıkları için başkaca bir okul bitirmemiştir. Beşi kız, beşi erkek olmak üzere on kardeştiler. Remzi ailenin yukarıdan aşağı dördüncü çocuğudur.
Müzik yeteneğinin babadan geldiğini söylemektedir. Hatta baba Mehmet Efendi güzel bir kavala sahip olmak için karşılığında bir damızlık tekeyi vermiştir. Hayvan sayısı fazla olduğu için baba ilk zamanlar teke’nin eksikliğinin farkına varmamıştır. Güz aylarında teke katım zamanı geldiğinde dokuz tekeden birinin eksik olduğunu gören baba, gerçeği öğrenir. Ancak Remzi’nin babası Mehmet güzel kaval çalmayı öğrendiği için iş tatlıya bağlanır ve dedesi fazla kızmaz.
Daha köyde elektrik yokken babası bataryalı, büyük pilli bir pikap (plakçalar) ve taş plaklar alır. Müzikle tanışması babasının kavalı ve küçük yaşlardan itibaren dinlediği türkülerle olur. Bu arada büyük ağabeyi Ahmet Kır bir saz alarak çalmaya başlar. Ancak kendince çok kıymetli olduğu için ve ayarının bozulacağı gerekçesiyle kardeşlerine elletmez bile. Ahmet ağabeyleri keçi gütmeye gider, Remzi ve diğer ağabeyi de oğlak gütmeye gidermiş. Oğlak güdenler keçi güdenden daha erken eve döndüğü için ağabeylerinin sazını gizlice çalarlarmış. Aslında bağlamayı asış şeklinden bildiği için Remzi ve ağabeyinin bağlamayı oradan alıp çaldığını ve yerine gelişigüzel taktıklarını bilirmiş. Remzi 8-10 yaşlarında iken “Gelin size saz çalmayı öğreteyim” diye sazı Remzi’nin eline veriyor. Bir kaç parçayı iki kardeşinin de çaldığını görünce bu işi bildiklerini anlıyor. Böylece gizli gizli bağlama çalmaya ilk adımımızı atmıştık diye anlatır.
Remzi çocukluğunun ilk dönemlerinin ailenin maddi durumu iyi olduğu için güzel geçtiğini söylüyor. 200-300 küçükbaş hayvanlarının olduğunu, bazı yıllarda 40-50 kadar büyükbaş hayvanları olduğunu belirtiyor. Ayrıca Güme, Dağpazarı ve Çivi arasında büyük arazileri olduğunu ve burada nohut ekimi yaptıklarını hatırlıyor. Ama bu varlık hep böyle devam etmemiş ve 1980’li yılların başında baba iflas etmiş. Kır ailesinde de zor günler başlamış.
Remzi eşekle haftada iki defa dağdan odun getirerek fırınlara verir ve yerine ekmek alırmış. Hatta kalabalık oldukları için daha fazla olsun diye bayat ekmek alırmış. Odun getirmenin dışında da Musa (Sağında) efendilerin değirmeninde çalışır, tüp dükkanlarında da hamallık yaparmış.
Bu arada Halk Eğitimi Müdürlüğünde bağlama kursu açılıyor ve bağlama kursuna katılıyor. Bir şansı da Aşık İmami Silifke’de imam olarak bulunuyormuş. Aşık İmami’nin yanında bağlama çalmayı hayli ilerletmiş.
Eskiden düzenlenen Silifke Uluslararası Müzik ve Folklor Festivallerinde sanatçılar saz ekibiyle falan gelemedikleri için Remzi Kır ve diğer müzisyen arkadaşları sanatçılara sahnede yardımcı olmuşlar.
Bu arada 1987-1989 yılları arasında askerlik görevini tamamlamış, askerlik dönüşünde fırıncılığa başlamıştır. Çeşitli lokantaların fırın kısmında usta olarak çalışırken 1992’de köyüne bir kahvehane ve bakkal dükkanı açarak kendi işini kurmuş. Devamında Çamdüzü mevkiinde seyyar ciğercilik, daha sonra kelleci Remzi olarak yine Çamdüzü’nde lokanta derken şimdi düğün salonu olan yere lokantasını açmış, bir müddet sonra da düğün salonu işletmeciliğine geçmiştir. 2004 ve 2019 yılları arasında üç dönem Tosmurlu köyü muhtarlığı yapmıştır.
Bunlar bir şey değil. Bir koltukta iki karpuz gitmez” deyimine inat Remzi Kır bir koltukta 4-5 işi bir arada götürmektedir. Düğün salonu ve lokantacılık geçim derdiyle uğraşırken müzisyenliği devam etmekte, köyüne üç dönem muhtar olmakta, Silifke Muhtarlar Derneği Başkanlığını yürütmekte ve Ankara Muhtarlar Federasyonu yönetiminde bulunmaktadır. Bütün bunların yanında yurt içi ve yurt dışında pek çok program ve etkinliklere katılmaktadır.
Remzi Kır bağlama çalma, türkü söylemenin yanında ozanlık geleneğini de sürdürmeye gayret etmektedir. Fazla olmamakla beraber şiir çalışmaları ve bestesi güftesi kendine ait türküleri bulunmaktadır.
Remzi Kır biri kız, üçü erkek olmak üzere dört erkek evlat sahibidir. Çocukları da dededen ve babadan müzik adına bir şeyler almış olmalılar ki, onlarda müziğe yatkındır. Büyük oğlu Servet bağlama çalıp türkü söylemektedir. Onun küçüğü Oğuzhan ritim saz (darbuka ve davul) çalmakta ve türkü söylemektedir. Küçük oğlu Celil’inde ise şairlik yönü bulunmaktadır.
Remzi Kır yurt içinde ve dışında çok sayıda etkinliğe, programlara katılmış ve sahne almıştır. Katıldığı bu etkinliklerle ilgili olarak aldığı teşekkür, takdir, katılım belgesi ve plaketler bir odanın duvarlarını dolduracak kadar çoktur.
Remzi Kır zaman zaman ilçe yöneticilerimize de jestler yapmıştır. Bunlardan biri Kaymakam Şevket Cinbir için yazdığı bir şiirdir. Yine kaymakamımız Abdullah Aslaner için de bir şiir yazıp türkü olarak bestelemiştir.
Yerel sanatçımız Remzi Kır müzik hayatında önemli başarılara imza atmasına rağmen olanca alçak gönüllülüğüyle kentimizde yaşantısını sürdürmektedir.
Hemşerimize sağlıklı ve başarılı bir ömür diliyorum.
Not: Hazırladığım “Kentimizin İnsanları-2” kitabımda daha geniş olarak ele alınacaktır.