Fakat ne olursa olsun, eskilerin deyimiyle "kırk mum sönecek ama o kırk birinci mum, hep ateş topu gibi yürekte kalacak."

Güzel yeğenim uzman Dr Ayse Şimşek ardından...

YAŞAM ROMANINDAKİ EN KARA SAYFADIR ! ANNE YASI,ACISI!

Kübler-Ross’a göre, yasın beş evresi vardır:

1. İnkar ve şok evresi

2. Öfke evresi

3. Pazarlık evresi

4. Depresyon evresi

5. Kabullenme evresi

Fakat ne olursa olsun, eskilerin deyimiyle "kırk mum sönecek ama o kırk birinci mum, hep ateş topu gibi yürekte kalacak."

Ölüm... Ayrılık... Veda ederek ya da veda edemeden sonsuzluğa gidiş, sarsılmanın, hüznün ve çaresizliğin iç içe geçtiği o an. Buram buram özlem. Bu kez hem kendi acımı hem de bir annenin çığlık çığlığa, sessiz feryadını yüreğim burkula burkula izledim.

Düşünün ki bir anne... Üç çocuk... Üç adalet... Hepsini eşit derecede sevmek, değer vermek, sımsıkı sarılmak. Hatta yüreğindeki tüm kollarla sarmalamak. Her anne çocuklarını sever elbette, ama Nuran’ımınki bir sanat, bir hayranlık... Oya gibi ilmek ilmek işledi yüreğine onları. Kendi deyimiyle, avuçlarında ve yüreğinde büyüttü evlatlarını. Bir annenin bu sevgisini anlatmak o kadar zor ki... Parmak uçlarında, avuçlarında hissettiğiniz o sevgiyi tarif etmekte kelimeler yetersiz kalıyor. "Burnumun direği sızlıyor, süt verdiğim yerler açıyor, yüreğim yanıyor. Nasıl dayanılır Allah’ım? Güç, dayanma gücü istiyor acılı anne"

Sonra yavrusunu sonsuzluğa vermek... Onun acısını, dramını yaşadım. Öylesine bir acı ki, dünyadaki tüm keyifler, gülümsemeler, sorunlar bir anda yok oluyor. Sadece acının yağmurlarıyla ıslanıyorsunuz, hem de en sevdiğinizin, evladınızın yanında. Bu nasıl bir sınavdır? Gözlerindeki hüzün, ellerindeki boşluk, yürek acısı hiç bitmeyecek. Gökyüzündeki yıldızlar bile ağlayarak döküldü o gece. Yer, gök ağlıyordu. Gün hiç ağarmadı. Sonsuzluğun, ölümün soğuk yüzüyle karşıladı bizi.

Çiçeklerin böceklerin toprağın bereket anası köyü çiçeğe bezeyen Nurhan ım toprağın gücü seninle olsun..

Dayanma gücü ve dualarla sabır diliyorum...