Değişimi, caddelerin, sokakların, yolların, ev ve işyerlerinin değişimiyle sınırlı bırakmayacağız. Biz sosyal kültürel ve anlayış olarak ta Adıyaman’ı değiştireceğiz.

Deprem felaketi sonrası ayağa kalkma mücadelesinde ilk 4 gün enkazlara ulaşamama dışında, devlet-millet olarak organize olmada bütün dünyaya örnek bir tablo sergiledik.

Yurtiçinden ve dışından bölgeye adeta yardım yağdı. Bu çapta bir felakete hazırlıklı olmadığımız için bu yardımların çoğu dağıtılırken organizasyon yetersizliğinden heba oldu.

Ağır kış şartlarında meydana gelen, gece uykuda yakalan hemşerilerimiz günlerce enkazlar altında yardım çığlıklarıyla bağıra bağıra öldüler.

Depremde hayatlarını kaybedenlere rahmet diliyoruz. Onlar bir nevi ölüp kurtuldular. Rablerine kavuştular. Ama geride kalanlar emin olun her gün ölüyorlar.

Kalanlar, enkazlardaki yardım çığlıklarıyla rüyalarından uyanıp yatamıyorlar.

Yardım edememe, müdahale edememenin tahrip ettiği psikolojileri uzun yıllar düzelmeyecektir.

Kazıcı bulamıyor, kepçe bulamıyor, delici bulamıyor, balyoz bulamıyor, etrafa koşturuyor, demirci pazarında bulduğu metal parçalarıyla tırnaklarıyla enkazlara müdahale etmeye çalışanların çaresizliğinin yarattığı travma kolay kolay atlatılacak gibi değil.

Deprem sonrası arkasına bakmadan ortadan kaybolan varlıklı hemşerilerimize mazeretleri olsa dahi hakkımızı helal etmiyoruz.

6 Şubat-10 Şubat arası parası altını varlığı olan zenginlerimizden bu zor günde hemşerilerine, mahallelerine bir kazan çorba pişirip dağıtmayanlara hakkımızı helal etmiyoruz.

Bu felaket sürecinde Devletimiz-Milletimiz iyi bir dayanışma örneği gösterdi, Azerbaycan’dan 30 yaşındaki “Lada” arabasına yatağını bağlayıp yardıma koşan bizim en Adıyamanlımızdır. En kral hemşerimiz odur.

Siverek’ten, Şanlıurfa’dan Bozova’dan karda kışta hemşerilerimize ekmek yetiştiren komşularımızı unutmayacağız.

Devlet kurumları kuruluşları depremde ev ve işyerlerini kaybedenlere işyeri ve ev yapımı hususunda azımsanmayacak bir mesafe aldı. 1-2 yıl içinde işyeri ve kalıcı konut sorunu bitmiş gibi olacak.

Ama bundan sonrası daha zor süreç. Burada elini, kolunu, gözünü, ayağını kaybedenlerin hayata tutunma mücadelesinde devlet-millet olarak yanlarında olmak zorundayız.

Psikolojisi bozulmuş, maddi manevi kayıplara uğramış insanların, iş, aş gelecek sorunlarını çözülmesi lazım.

Bütün bu meselelerin çözümünü hızlandırmak içinde sivil dayanışma ve denetime ihtiyaç var. İşte bu Nokta’da sayısı 900 bulan ADIYAMAN PLATFORMU WATSAP gurubu kuruldu.

Her partiden, her kesimden duyarlı Adıyamanlının yer aldığı bu platform, kentte eksiklik aksaklıklara ses olacak. İşlerin hızlı yürümesi için aydınlatıcı misyonuyla kolları sıvadı.

Platformun düzeyiyle ilgili üyeler arasından 4 örnek vereceğim.

Abdurrahman Bilgiç:

Adıyaman'da 1963 yılında doğdu.

1981 yılında Kadıköy Anadolu Lisesinden sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden 1985 yılında mezun oldu. 1986 yılında Dışişleri Bakanlığı'nda çalışmaya başladı.

2003-2005 yıllarında Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (İletişim başkanlığı) 2005-2007 yılları arasında Almanya Münih Başkonsolosluğu yaptı.

Nisan 2011'de Türkiye'nin Tokyo Büyükelçiliğine getirildi ve bu görevini 30 Eylül 2011 tarihine kadar sürdürdü. Ardından MİT Müsteşar Yardımcısı olarak 2014 yılına kadar görev yaptı.

8 Temmuz 2014 - 27 Eylül 2018 tarihleri arasında Birleşik Krallık Büyükelçiliği (İngiltere) görevinde bulundu.

İyi derecede İngilizce bilen Abdurrahman Bilgiç, evli ve iki çocuk babasıdır.

Bu platform’da yer alan Növfel Bozdoğan çapında bir spor adamı muhtemelen Gaziantep’te,  Kahramanmaraş’ta, Diyarbakır’da, Şanlıurfa’da, Malatya’da yoktur. 35 yıllık bir birikimle aramızda.

Abuzer Aslantürk gibi bir kooperatif başkanı bölgemizde yoktur. Bugün Adıyaman Üniversitesinin en önemli kurucu önderlerinden biridir. Onlarca STK'da önemli işlere imza atmış değerli bir büyüğümüz aramız da.

Suat Tekin Roman yazımında Türkiye’nin sayılı bir kalemi, Üniversite edebiyat hocalarının, öğretmenlerin ve öğrencilerin ondan öğreneceği çok şey var. Onlarca Roma'a imza atmış Türkiye'nin göz bebeği bir edebiyatcımız aramız da.

Her kesimden alanında başarılı olmuş değerli isimlerin yanı sıra, bu toz ve çamurda memlekette kalıp mücadeleye katkı sunan değerli hemşerilerimi saygıyla selamlıyorum.

Platforma eklediğimiz bazı üyelerimiz mazeret beyan ederek platformdan ayrıldığı oluyor, onlara tabi ki saygı duyuyorum.

Fakat kronik bazı Adıyamanlılar var, bunlar kendilerini dev aynasında görür, hiçbir şeyi ve kimseyi beğenmezler. Gördükleri her değere bir kulp bulmaya, eleştirmeye, akıl vermeye çalışırken karşıyı da gücü yettiği kadar tahrip ederek geri çekilirler. Bu tipler ne işe el atsalar kötü örnek olurlar, el attıkları hiçbir işte de başarılı olduklarına kimse şahit olmamıştır. Bu gurupta bu ligde olanlara söyleyim ‘Bu defa sert kayaya çattınız’

Bu platform, Adıyaman’ın yükselen değeri olarak tarihte yerini alacak. Bu kronikler isteseler de  istemeseler de, onlar olsa da olmasa da, bu kentte onlara rağmen iyi şeyler yapılacağına şahit olacaklar.

Değişimi, caddelerin, sokakların, yolların, ev ve işyerlerinin değişimiyle sınırlı bırakmayacağız. Biz sosyal kültürel ve anlayış olarakta Adıyaman’ı değiştireceğiz.

Beraber yola çıktığımız arkadaşlarımızla, hesapladığımızın üzerinde bir yol olacağız.

Bunu yaşayarak göreceğiz…