Yaya geçitlerinde yayaların geçiş üstünlüğü vardır. Bu bir trafik kuralı olmaktan önce kul hakkıdır, medeniyet göstergesidir, görgüdür...
Bugün bir sosyal deney yapmaya karar verdim. Semtimizin ana bulvarına çıkıp bir yaya geçitinde beklemeye başladım. Yüz metre aşağısında bulvara cepheli bir cami var. Bulvarın sol tarafına cuma namazına gelmiş dört çeker cipler, lüks arabalar park etmiş. Namaz sonrası cami cemaati araçlarına binmeye başladılar. Ben de yaya geçitine iki adım atıp durdum. Arkamda ise iki bayan, bir yaşlı erkek bekliyor. Onlar daha tedbirli olduğu için yaya geçitine adım atmadılar ama benim deney için araç sürücülerinin dikkatini çekmem gerekiyordu.
Önce sakallı bir hacı göründü. Üçüncü adım için ayağımı kaldırdım ama hacı amca klaksona yüklendi. "Ben geliyorum, çekil yolumdan" dedi. Şehir içinde klakson çalmak da başka tür bir görgüsüzlük.
Beş altı araba daha durmadan geçti ama onları gözlemleyemedim.
Camiden çıkan şiş göbek bir adam bulvarın soluna park etmiş araçlara doğru yürümeye başladı. Takkesini çıkarıp cebine koydu. Bana yaklaşırken sol ayağımla üçüncü adıma hazılanıp az yan döndüm. Sen misin yoluna çıkan!.. Şişgöbek patron gaza bir yüklendi, ben de sol elimle yerdeki beyaz çizgileri işaret ettim "Burası yaya geçiti, yol benim" demeye getirdim. Adam üstüme üstüme gelince iki adım geri attım.
Aracının alnında."Huzur İslamda" yazan Müslümanlar, dört çekerli cipinde başörtülü bayanlar, genç kızlar hiç birinden yaya geçitindeki yol hakkımı alamadım. Kolsuz elbise giyen bayanlar da geçti ama onlar benim sosyal hedef kitlemde olmadığı için geriye çekildim.
Hani telefona yirmi saniye gecikince "Hakkını helal et, beklettim" diyenler var ya, kaporta dindarlığında kusur etmeyen baylar, bayanlar var ya hepsi benim hakkımı çiğnedi.
Aslında Türkiye'nin sonradan görme Müslümanlarını toplayıp bir haftalığına Hristiyan Fransa'ya, Almanya'ya, İngiltere'ye götürmek gerek; trafikte kul hakkı nedir, medeniyet nedir, görgü nedir göstersek faydası olur mu?..