Bu yaprak dökümünün Reşat Nuri Güntekin'in aynı adlı eseriyle bir alakası bulunmamaktadır.
Ailede bir kişi gücü ele geçirmiş ise işlerin sorunsuz yürüdüğü görüntüsü vardır. Bu görüntü çoğu kere başka ailelerin onlara gıpta ile bakmasına, hatta örnek almasına yol açar.
Ailede eş kaderine razı olmuş sessizliğe bürünürken çocuklar büyür. Konuşurlar, fikir ve talepler ortaya çıkar. Bu fikir ve taleplere dikkat edilmediği, karşılıklı tartışılmadığı durumlarda sıkıntı başlar. Çocuklar kendini değersiz hissetmeye başladığında ise karşılaşılacak sorunlar saymakla bitmez.
Söz gelimi kavgalar ve küslükler başlar. Sonu cinayete kadar giden durumlar ortaya çıkar.

Evin kızı bir an evvel kendisini bir hiç olarak hissettiği evden kocaya kaçar. Yeni bir yuvada birazcık özgürleşebilmek umuduyla. Tabi bu her zaman mümkün olmaz. Kaçtığı kişi aynı kültür ortamının ürünü ise annesinin yaşadığı kaderi yaşar yada kurduğu yuva hayalleriyle birlikte yıkılır.
Erkek çocuk hiç bir şey yapamayacağını ve durumu düzeltemeyeceğini anladığında gurbete gider. Aileden birinin ölümü dışında sıla aklına bile gelmez. Cenaze için gelse bile 2-3 gün içinde dönmenin yollarını arar. Çünkü geldiği bu yerde kendini gülümsetecek, mutlu edecek bir hatırası bulunmamaktadır.
Siyasi partilerde bu yönüyle incelediğimizde benzer durumların bire bir yaşandığını görmek mümkündür. İnsanlar yıllarını veriyor. Madden manen fedakarlıklarda bulunuyor. Ama bir gün olsun fikir ve görüşlerine başvurulmuyor. Verilen sözler, ön seçim, temayül yoklaması, hayati konularda sandık konulması ve benzeri hiç bir tüzük maddesi işletilmiyor. "Ülkeyi birlikte yönetelim", "Kenti birlikte yönetelim" sözleri havada kalıyor.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi merkezin tespit ettiği adayı ve listeyi eline verip "bunu zarfa koy ve oyunu kullan" durumu ortaya çıkıyor.
Böyle bir aileyi ve ailenin mensuplarını düşünün. Bırakınız sade üyenin şaşkınlığını, ilçe yönetimleri ve il yönetimleri "çaresizler" adlı tiyatronun sahnedeki kahramanlarıdır.
Halbuki bu millet daha fazla demokrasiyi hak ediyor.
"Hak verilmez alınır" gerçeğini bilip ona göre hareket etmek şartıyla...
Aksi ise tıpkı yaprak dökümü gibi oradan oraya savruluşlardır.