İsimlerini yazdığım ve yazamadığım yüzlerce koca yürekli Adıyamanlı hemşerilerimizle gurur duyuyorum, İYİKİ VARSINIZ.
6 Şubat sabah 04,17 de 11 ilimizi etkileyen, Adıyaman’ı da harap edip viraneye çeviren asrın felaketini yaşayanlar için, bu felaket ömürlerinin sonuna kadar acı bir anı, yüreklerinde bir sızı olarak yaşayacaktır.
Depremin ilk olduğu andan 3. Gün bitene kadar ajanslar, haber kanalları Adıyaman’dan hiç söz etmiyorlardı.
Ulusal televizyon ve yayın organlarını izleyenler ve yayın editörleri açısından sanki deprem Adıyaman’ı teğet geçmişti.
Depremin 3-4. Günleri enkaz altından kurtarılanlar adeta bir mahşer provası içerisinde, çevre illere sevk edilip tedavilerine çalışılıyordu.
Hastaların yaralıların önemli bir kısmı Ankara’ya, İstanbul’a, İzmir, Adana ve Diyarbakır hastanelerine sevk edilmişlerdi.
Bir yanda hastane koridorlarında battaniye ve çarşaflara sarılı yüzlerce ölümüz morgda, hastane koridorlarında feryatlar içerisinde defin bekliyor, diğer yanda yaralılarımız ağıtlar içerisinde hastane köşelerinde şifa peşinde; Yaralılarımız kimi yoğun bakımda, kiminin elleri ayakları kesiliyor, ağıtlar biri birine karışıyordu.
İlk 3 gün Vatandaşların kendi akraba yakınlarını kurtarma çabalarına, yakın illerden koşup gelen 3.günden sonra devletin yardımları da eklenince devlet-millet dayanışmasıyla Adıyaman’da yaraların sarılmasına hızla başlandı.
Önce gıda sonra çadır temini için harekete geçildi.
Depremzede yaralıların bir kısmı İzmir Seyfi Demirsoy Hastanesine sevk edilmişti. Bu hastaların çoğu en yakınlarını kaybetmenin hüznünün yanı sıra, uzuvlarının kesilmesiyle büyük dram yaşıyorlardı.
İzmir’de faaliyet gösteren dernek bir müddet faaliyetlerini durdurmuş olsa da, bu deprem vesilesiyle hemsehrılerımız hızlı organize olup yardımlaşma dayanışmanın iyi bir örneğini İzmir’de sergilediler.
Av. Hasan AKGÜN’ hastalarımızın tedavilerini özellikle takip ederken, İşadamlarımız Kadir Karadağ, Kemal Aslan, Abdullah Tekbaş, Bilal Doğan, Fırat, Abdullah Kaya, İhsan Fırat, Mesut Bilen,Mehmet Özat, Yıldırım Mutluer, Celal Onbaşıoğlu, Nebi Kırmızıgül, Ziyadğlıer ve Mine Sümer gibi iş adamlarımız- hemşerilerimiz, depremzedelerin yerleşim ve ihtiyaçları için yoğun çaba gösterdiler, barınma sorunları için yoğun çalıştılar .
Ankara’da Şevket Gürsoy başkanlığındaki Ankara Adıyamanlılar Vakfı ve Besnililer eğitim vakfı Adıyaman’dan hemşerilerimizin Ankara’da yerleştirilmesi için çalışırken, diğer yandan hastaların tedavisi için yoğun çaba gösterdiler.
Bu değerli hemşerilerimizden Şevket Gürsoy, Hüseyin Doğan, Ali Arıcak, Sırrı Karakuş, Abuzer Köseler, Mahmut Akgün, Murat Özkoçak, Mehmet Aksu, Adem Yasak, Mehmet Eskici, Şükrü Arda, Hüdavendi Çakır, İhsan Aslan, İsmail Aslantaş, Faik Güngör, Emin Kaya ve Ahmet özcoşkun gibi hemşerilerimiz Ankara’da yaralısıyla, evde misafir etmekle ve Adıyaman’a yardım göndermekle gece gündüz çalışıp emek verdiler, isimlerini yazamadığım kahramanlara selam olsun.
İstanbul’da yardım organizasyonunda etkin çalışan Ramazan Aksoy, İsmail Karaaslan, Hasan Taşar, Hasan Demir, Ömer Özkartal, Mehmet Doğan, Hüseyin Sevinçtekin, Abuzer Korkmaz, Mehmet Karahan, Yasin Kızılcık, Lütfü Kırmızı, Hacı Pekdemir, AliAcar, Mahmut Özdemir, Şükrü Demir, Murat Yücetürk, Murat Öcal, Latif Doğan, Deniz Yeşilkaya, Yusuf özpolat, Şevket Karahan ve tüm vakıf dernek idarecilerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Uçak kargo şirketi sahibi hemşerimiz İsmail Karaaslan’ın bu günde bütün uçaklarını Adıyamanlıların emrine tahsis etmesini unutmayacağız.
Hasan Demir kardeşimizin onlarca Tırı doldurup Adıyaman’a yollayışını unutmayacağız.
Hasan Taşar ağabeyimizin Adıyaman’a 1000 kişilik konteyner kent kurma girişimini unutmayacağız.
Erdemoğlu ailesinin Ali ve İbrahim Erdemoğlu’nun ilk günden itibaren hemşerilerine verdiği desteği unutmayacağız.
TPAO eski bölge müdürü Ordu’lu Besim Şişman’ın emeklerini unutmayacağız.
Hüseyin Büyükfırat’ın ilk günden beri özellikle Azerbaycan’dan gelen yardım ve dağıtımıyla İlgili çabasını unutmayacağız.
Samsat belediye başkanı Halil Fırat’ın küçük bir ilçeyi organize ederek gerek kurtarma çalışmalarına gerekse mağdurlara ev sahipliğini unutmayacağız.
İlk gün erken saatlerde Adıyaman’a gelen Ulaştırma ve Alt yapı bakanımız Adil Karaismailoğlu ve beraberinde Ahmet Aydın’ın yaraların sarılması için gece gündüz çalışmalarını unutmayacağız.
Azerbaycan’dan eski model Lada arabasıyla yardıma gelen Elyar kardeşimizi unutmayacağız.
Bin yılın en büyük felaketi altında kalan Adıyaman’da hayatın yeniden başlayabilmesi Devletin, siyaset kurumunun, basının ve sivil toplumun birlikte projeler etrafında kenetlenmesiyle ancak mümkün olacaktır.
Acımız tazedir hastane köşelerinde eli kolu kesilen kesilecek hemşerilerimiz var. Siyasi ve kamu yönetimi olarak depremin ilk dakikasından başlayarak hatalar yapanlar, yetersiz kalanlarla ilgili mağdurlar adına elbette yazacaklarımız söyleyeceklerimiz var. Hele bir enkaz kalksın, etrafımıza bakalım kaç kişi kalmışız konuşacağız.
Bu felaketin altından ancak Türk milleti kalkar bunu yaşayarak gördük. Bu felaket başka millete gelseydi enkaz altında devleti de milleti de gömülürlerdi.
İsimlerini yazdığım ve yazamadığım yüzlerce koca yürekli Adıyamanlı hemşerilerimizle gurur duyuyorum, İYİKİ VARSINIZ.