Gözlerimizi açmak için kayıplar yaşamak zorunda değiliz. Yeterince derine bakarsak, her şeyin aslında ne kadar geçici olduğunu görebiliriz."

KİBİR, İNSANI KENDİNE YABANCILAŞTIRIR!

Gökyüzüne bakarken içi ürperdi. Yalnız değildi. Aynı farkındalığı taşıyan biri daha vardı, hemen yanında, sessizce oturuyordu. Yorgun yüzü, derin çizgilerle doluydu ama gözlerinde bilgece bir huzur vardı. Adam, ona doğru döndü ve hafifçe gülümsedi.

"Zamanın kendine has bir mizah anlayışı var, değil mi?" dedi usulca. "Biz ona sahip olduğumuzu sanırken, o aslında bize sahip olur."

Bu sözler, onun kalbine dokundu. Bir an duraksadı, kelimelerin anlamı üzerine düşündü. Adam, devam etti: "Kibir, insanı kendine yabancılaştırır. Oysa kibirli olan, evrene ne kadar küçük olduğunu en son fark eder. Gözlerimizi açmak için kayıplar yaşamak zorunda değiliz. Yeterince derine bakarsak, her şeyin aslında ne kadar geçici olduğunu görebiliriz."

Kadın, gökyüzüne doğru bir kez daha baktı. Rüzgâr hafifçe esiyor, ağaçların yapraklarını savuruyordu. Evrenin bu sonsuz döngüsü içinde, bir insanın kibri ne kadar anlamsızdı. İçinde bir boşluk hissi yükseldi, ama bu, onu huzursuz eden bir boşluk değildi. Aksine, hayatın özünü kavrayışıyla gelen derin bir rahatlama vardı.

"Sonun farkına varmak, belki de gerçek başlangıçtır," diye düşündüm kendi kendine. Bu dünyada herkes bir sonu bekliyordu, ama çok az kişi bu sona doğru gerçekten bilgelikle yürüyordu.

Kıymet Şahin

06.10.2024 18:25