Bu bir aylık zaman zarfında yapılanlar azımsanmayacak kadar görülse de, çok daha fazlası yapılabilirdi, yapılmalı da.
Pazarcık merkezli depremin üzerinden tam 1 ay geçti. Bir ay deyip geçmeyin, bu zaman olarak 30 gün, saat olarak 720 saat.
Geriye dönüp baktığımızda öncelikli sorun enkazdan kurtarılmaktı, bugün Adıyaman ve Hatay’da içme suyu sıkıntısından şikâyet eden bir kitle var.
Bu bir aylık zaman zarfında yapılanlar azımsanmayacak kadar görülse de, çok daha fazlası yapılabilirdi, yapılmalı da.
Organizasyonun bizatihi içinde yer almayıp kenarda köşede ‘şu yapılmalı, bu yapılmalı’ diyen gerzeklere benzememek ve hazır çalışanların da şevkini kırmak istemediğimden, isim isim işini iyi yapmayıp sistemin altında kalanları kendi vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.
Adıyaman’ın genel nüfusu 650 bin civarında, merkez nüfusu da 250 bin civarındaydı. Yaşanan bu depremle, şartlar gereği İl genelinde 200 binden fazla hemşerimiz geçici bir süre için deprem bölgesi uzağına hicret ettiler.
Dışarı hicret edenler yakınlarının yanına bu günden sonra sığmazlar, ev sahibi memnun olsa da misafir olan sıkılır.
Evleri yıkılan ve yıkılacak olanlar bulundukları bölgelere yerleşmeyi öncelikli tercih ederler. Bu kesimden Adıyaman’da 2-3 yıl sonra ev yapılıp buyur edilirse bir kısmı döner, diğerleri kurulmuş olan yeni hayat ve düzenlerini bozmazlar.
Evleri sağlam olanlar tek kat ve iki katlı olup sağlam olduğundan emin olanlar 3 ay içerisinde evlerine dönerler veya İşlerini yapılacak prefabrik yapılarda sürdürürler.
Az hasarlı olanlar 3-4 ay prefabriklerde yaşamayı tercih eder, artçılar azaldığında ev, iş yeri ve binalarının onarımı için harekete geçer, son bahara kadar evlerine iş yerlerine geneli döner.
Depremde herkesin kaybettiği yakını var, en az yakınını kaybedenlerden biri benim, benim yakın akrabamdan 30 kaybım var.
Savaşlar, afetler akrabalık ve hemşerilik hissini bilincini geliştirir. Yaralılarımız iyileşince yaşadıklarını görmek için gelip enkazı kaldırılmış arsa ve arazilerde, geçmiş hatıralarını arayıp dururlar.
Memleket olarak çok büyük bir dram acı yaşadık. Uzun sürecek bir acıyı yüreğimizde ölene kadar da taşıyacağız.
Adıyaman fiziki olarak alt-üst oldu. Coğrafi fiziki değişim beraberinde kentin sosyal siyasi dokusunu da etkileyecektir.
Şehrin imar ve inşasını yeni nesil vizyoner, geçmişi bilen, günü okuyan, geleceği öngören dinamik nesil omuzlayıp taşıyacaktır.
Kentin imar ve yeniden iskânı hususunda devletin Tecrübeli mühendisleri uzmanları kendi çaplarında inceleme yapıp kararlar verdiler. Verdikleri kararların 30 yıldır Adıyaman’ı ucubeye çeviren yerli karar vericilerden daha reel olacağına inanıyorum.
Şehirleşme çalışmasını Çevre şehircilik bakanlığının da desteğini alarak, yerel yönetimlerde başarılı olmuş Konya ve Kayseri büyükşehir belediyelerinin himayesinde yapmak lazım. Bunun için Adıyaman-Kayseri veya Adıyaman-Konya kardeş belediye anlaşmaları yapılarak bu işte marka değer yaratan tecrübeli belediyelere inisiyatif tanımak, Adıyaman’ın geleceği açısından daha yararlı olurdiye düşünüyorum.
Olağanüstü hal uygulaması var, her türlü karar alma gücü siyasi erkin uhdesinde. Burada her türlü yaraya soruna neşter vurma insiyatifi en iyi şekilde kullanılmalı.
Kent merkezinde molozların temizlenmesi, doğal gaz ve içme suyu verilmesi hayatın normale dönmesini hızlandıracaktır.
Burada ticari faaliyetler kısa süre içerisinde işlev kazanmazsa hayat taşıma suyuyla devam ettirilemez. Burada esnaflarımıza önemli görev düşüyor. Hafif hasarlı veya sağlam dükkan- işyerleri açılmalı hayatın normalleşmesine esnaflar katkı sunmalıdır.
Yolun başındayız yapılacak binlerce iş var ve işimiz zor. Gazeteci olarak işlevimizi sürdürebilmek için önce fiziki mekân sorunlarımızı aşmamız gerekiyor. İlk etapta prefabrikle bu sorun giderilebilir Televizyonumuzun biri çadırda yayın yapmaya çalışıyor, diğeri yayına başlayacak ve güvenli bir ortam lazım.
Adıyaman Merkezde 6 Radyomuz var, akridite düzenli yayın yapan gazete sayısı da 12 civarında bu rakama ilçeleri eklemedim.
Yerel dinamiklerin önemli bir ayağı basın, binaları ayağa kaldırma planlarının arasında mutlaka basını da ayağa kaldırma olmalı. Basın milletin müşterek sesidir.
Bir sonra ki Berat kandilinde sorunların önemli bir kısmının çözüldüğünü görmek dileklerimle, Berat kandilinizi kutlarım.