GURBET TÜRKÜSÜ!
(Bir Adıyaman Şiiri)
Yazıldı yüreklere IRGAT KENTİN ÖYKÜSÜ;
Resm/oldu nazarlara ADIYAMAN/ISTANBUL,
Kazıldı dik Yollara "KULUN/Gurbet Türküsü”;
Tam Dört mevsim SILADAN,ayrıldı sırtında Çul..
Kuşattı Sılaları “İSTANBUL’UN BÜYÜSÜ”
Uzandı Gurbet ele “ADIYAMAN ÖYKÜSÜ”
Geride Ana/Baba, "YÂR-I YÂREN" Ve Kardeş;
Yandı hüznünde derdest-Baktı ardından meçhul,
Sardı "YOLCUYU" bir gam, UMUDUNU kor ateş;
Hasret/Hicran iç-içe kavruldu İÇİNDEN Kul.
Sığmadı yere/arşa “IRGAT KENTİN TÜRKÜSÜ”
Kazıldı kara-taşa “GARİP KULUN ÖYKÜSÜ”
.
"KADERİNE" eş oldu "HAYALİNİN" büyüsü;
Yürüdükçe açıldı “ONA” tüm "YOLLAR" makul,
Kuşattıkça "GÖNLÜNÜ/HAKİKATİN" pak yüzü;
Gözünde ne YÂR kaldı,Ne YÂREN, ne para/Pul..
Kavurdu “YÜREĞİNİ AŞK’ININ” meçhul közü;
Savurdu “ARŞ-U FERŞ’E” HAKKIN o makbul sözü..
Ruhuna “KEFEN” biçti “TER’İNİ/EMEĞİNİ;
Eyledi “BEDENİNİ”, “MUHANETE” pür/Sebil,
Kalbine “SEFER” seçti, “AŞ’INI/EKMEĞİNİ;
Yürüdü “DÖR/BİR YANA” perişan Ve ser/Sefil..
Sardırdı “RUHUNA” kir “GURBETİN SÜSÜ/PÜSÜ”
Kaldı “SILA’DA” bakir “ADIYAMAN ÜLKÜSÜ”
(İHB/Şiir Pazarı Şiirleri-21 Şubat 2021/Datça)
PUSULA?
Yine "İBLİS ELİ" sardı zamane;
Hesaplar 'KÜR",rotalar "SIR" mesela,
İçi/Dışı "ZEHR-U ZEBER" Peymane;
ÇÜRÜK “GEMİ”,KIRIK/DÖKÜK PUSULA..
Durdu “HAYAT”.gerisi “HAM” bahane;
Gurbetlik “ZOR”, vuslata “BİR DÜŞ” Sıla,
Mey’de “SAKİ”, Saki’de “LOŞ” Meyhane;
LİMANLAR BOŞ, YOLLAR ŞAŞKIN PUSULA..
Kimileri “DÜNYAYA BİR PERVANE”;
Hep “BİGANE AŞK’A/MEŞK’E-FASIL’A”,
KİMİLERİ SARINIRMIŞ REYHANE;
Ruhu “SERMEST” kalbi “EŞKE” PUSULA..
Kim gülermiş, kim ağlarmış “BANA” ne;
Gufran’da “DİN” isyan’da “KİN” HASILA!!
Eğer “GAFLET” çökmüşse “BİR VİCDAN’E”;
CİHAN NAHOŞ İNSAN SARHOŞ PUSULA..
(İHB/Şiir Pazarı-Pusula/21 Nisan 2020/İst.)
YOL
“Bir yol var bana gelir, bir yol var benden gider…”
Ömrümün dehlizinden uzanır bir meçhule;
Kıvrım-kıvrım kıvranır yol gider, ben giderim…
Sırtımda emanetin O ÇİLELİ YÜKÜ’YLE;
Anlarım ki bu yoldan yürümekmiş kaderim…
Varsın yığılsın-kalsın üstüme bin haile,
Her bela ve cefaya tek başıma yeterim..
İstemem ne yer ne yar; HAK OLAN O MENZİL’E
Ya bu yoldan kavuşur, ya tükenir-biterim..
Rotasız-Pusulasız çile üstüne çile;
Aklımı nefse sarıp yol üstüne inerim…
“Nefsimin can düşmanı” önüme çıksa bile,
Bir lanet kamçısıyla baş eğdirir-binerim…
“Günahımın üstüne” ne söylesem nafile;
Dizlerimi titretir sevincim ve kederim…
Boynumdaki vebalin sikleti çöker bele,
Bu yükü atabilsem; Gerisi “ALLAH KERİM”
“Nedamet prangası” vurur kalbime sille;
Yola her baktığımda, “neden geç kaldım?” derim…
Ruhumu kabz’eyleyen-günahım gelir dile;
Su serper yüreğime “ŞEFAATÇI REHBERİM (ASM)”…
Ciğerimde bir volkan; can evim döner çöle,
Bir damla suya hasret başlar her bir seferim.
BİR’den dile bağlanır sanki İLAHİ LÜLE,
Hararetten sıyrılır, açılır-gider perim…
Başımda seher yeli, gönlüm kanar bülbüle;
Dar gelir bana artık evim, ocağım, yerim,
Uzanıverir hemen elim “goncaya-güle”;
“Basiret kapısına” dökülür ettiklerim…
Yansın-kavrulsun tenim, girsin ateşe-küle;
Ben bu yola “EZELDEN-EBEDE” seferberim…
“Dest-i Kudret ufkundan doğsun kalbime şule”;
Dağılsın karanlığım, aydınlansın seherim…
Mahşerde can borcumu vermezsem yüz akıyla;
Yetişir imdadıma “ŞEFKATLİ PEYGAMBERİM”…
Girsin Dicle-Fırat’a varsın Ganj’e ve Nil’e;
Yunsun kirli bedenim, sarsın Onu makberim…
Yol gider-ben giderim,
Yol gider-ben giderim,
Kal-u bela’dan beri;
Bu yola seferberim..(İHB)
HASAN HÜSEYN’İ
Ne Alevi, ne Sünni! Ben “HASAN HÜSEYNİYİM”;
Ali şah'ımdır benim,Muhammed padişahım!
“HÂKK’A” sebil eyledim-Nimetin ihsanıyım;
İslâm ahımdır benim,kuran da irşat/gahım..
Dinim “Tevhit” dinidir “evrensel ve medeni”;
Allah’tandır mesajı,mürşidi peygamberim;
İman ve ihsan için sardım ruha bedeni;
Akıl,izan,vicdanım!Kaderimde rehberim..
Hakikate ram olmuş gönüllerin yeriyim;
“Gah Hacı Bektaş gibi harmanına sır deren”,
Kabe’dir kıble/gahım! Vuslata seferiyim;
“Gah Sultan Abdal gibi fermanına ser veren”..
Yaratılış hikmeti dururken yüreğimde;
Bana uykular haram-Bana durmak yok ne gam!
İmtihan dünyası bu!İbreti dimağımda;
Gece/gündüz devinir-Sırlarıyla her akşam..
Her gün seherde başlar-Her gün her bir seferim;
Rotasız-pusulasız,pervasız-fasılasız,
Hasret/hicran iç içe-Yollarda erim-erim;
Sararım mahlukatı-Şefkatle hasılasız..
Ben Rabbiyle ahdetmiş gariban bir insanım;
Kal-u Belada ruhum-Toprakta gül-ı zarım,
AHLAKIMDA kitabım-AMELİMDE mizanım;
Sermayem EFKARIMDIR!Hasılam ah-u zarım..
(İHB/Şiir Pazarı Şiirleri-10 Eylül 2019/İst.)