Bağışlamak, duvarları yıkıp ruhu özgürleştirir. Sevdiklerimizi affetmek onların hatalarını kabullenmek, insani yanımızın derinlemesine keşfetmemize olanak tanır
RUHUMA ÖZGÜRLÜK ARMAĞANIMDIR SEVDİKLERİMİ "BAĞIŞLAMAK"
"Bağışlama, bir menekşenin kendisini ezen topuğa anında bulaştırdığı kokusudur." Demiş Mark Twain..
Bağışlamanın gücünü ve onun insan ruhundaki yankısını derin bir metafordur, evet, bir çiçek ezildiğinde bile güzellik sunmayı sürdürür; bu, bağışlamanın, kırılmanın ardından gelen bir iyileşme sürecine nasıl dokunduğunu bizlere öğretir.
Bağışlamak, bir yönüyle yaralanmış bir ruhun iyileşmek için seçtiği bir yol, diğer bir yönüyle de affettiğimiz kişiye değil, kendi iç huzurumuza armağan ettiğimiz bir iyiliktir. Bağışlamayı zor bulan insanlar için, bu süreç bazen ağır bir mücadeleye dönüşebilir. Çünkü bağışlamak, unutmak ya da yaşanan acıyı yok saymak değildir; aksine, o acının, kırgınlığın ve hayal kırıklığının farkına vararak, tüm bunlara rağmen içsel barışa ulaşabilmektir.
Her insanın içinde, sevdiklerinden kaynaklanan acılara karşı bir direnç vardır; ancak bu direnç, bir zaman sonra yük haline gelebilir. İçimizde tutmaya çalıştığımız kırgınlıklar, öfkeyle korunan duvarlar gibi kalbimizi kuşatır.
Bağışlamak, bu duvarları yıkıp ruhumuzun özgürleşmesini sağlar. Sevdiklerimizi affetmek, onların hatalarını kabullenmek, insani yanımızı daha derinlemesine keşfetmemize olanak tanır. Çünkü bağışlamak, başkalarına değil, esasen kendimize bir hediye sunmaktır.
Bağışlamayı seçtiğimizde, her ne kadar bizi üzen olayları unutmasak da onların üzerimizdeki etkilerini azaltabiliriz. Hayatın geçiciliği, insan hatalarının doğallığı ve kalbin hafiflemesi gerektiğini anlamak, bu süreçte bize rehber olacaktır
Yaşasın! affeden,bağışlayan naif yüreklere, selam olsun...
KIYMET ŞAHİN/2024