İki yılı aşan bir süredir, gazete sayfalarında Kovid-19 salgınıyla ilgili bir çok filozof ve düşünürün görüşleriyle yeniden tanışma imkanı bulduk. Marks, Hegel ve Nietzsche’den tutun da Burke, Spinoza ve diğer düşünürlerin salgınla ilgili fikirlerini okuduk. Şimdi de, son beş haftadır, gazete sayfalarında Rusya-Ukrayna Savaşı’yla ilgili haberleri okuyoruz.
Haberler arasında özellikle Putin’in, düşünce dünyası başta olmak üzere, farklı yönlerini öğreniyoruz. Dedesinin Lenin’in aşçısı olması, özel diktirilmiş elbiseler giymesi, anadili gibi Almanca konuşması, sporcu ve pilot olması gibi bir çok özelliği bu farklı yönlerden bazıları.
Bu çerçevede tartışmalı olsa da, Putin’in düşünce dünyasını anlamak için, “Putin’in beyni” denilen filozof ve sosyolog Aleksandr Dugin’in sıra dışı fikirleriyle tanışıyorsunuz.
Hollanda’nın günlük gazetelerinden Trouw’da Lodewijk Dros, “Putin’in Beyni Dugin Savaşın Neresinde” başlıklı ilginç bir yazı yayınladı. Dros’un, Dugin’in Putin’i etkilediği yönündeki yazısından bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Önce, Aleksandr Dugin’i kısaca tanıyalım:
Medeniyetler çatışması teorisine inanan, Atlantikçiliğin karşısına Avrasyacılığı koyan, ‘ya Atlantikciler ya biz kazanacağız’ diyen Aleksandr Durin, eski bir Sovyet Generalin çocuğu. Eğitimi havacılıkla başlar, Rus matematikçi Yevgeny Dyakonov felsefesi ile devam eder ve sonra siyaset bilimine yönelir. Siyasi bir düşünür, bir stratejist ve Slav mistiği olarak bilinen Dugin, bazı araştırmacılara göre, son yirmi yıldır Putin’e, yani Rusya’ya yön veriyor, vizyon çiziyor.
Dugin’e göre, liberalizm Rusya'nın bir güç blok olmasını sağlayamaz. Komünizm ve faşizm ise zaten ortadan kalkmıştır. Dugin’in bunlara alternatifi ise ‘Dördüncü Yol’ tezidir. ‘Hıristiyan Ortodoks hegemonyası’ yani ‘Rus Ortodoks Kilisesi’nin merkezde olduğu bir dünya tasavvuru”.
‘Rus ulusal egemenliği, spiritüalizm ve adalet’, Dugin’in dördüncü yol tezinin anahtar kavramlarıdır.
Birey nedir ve hangi yönetim veya hangi yasal sistem insanlık için iyidir?
Tüm bu ve benzeri soruların cevapları, o bölgenin değerler sistemine bağlıdır. İnsan, Çin’de veya Afrika’da, Batı tarzı bir demokrasi istemiyorsa, İran farklı bir ceza sistemi uyguluyorsa, İsrail teokrasiyle demokrasiyi sentez yapıyorsa, Durin’e göre sorun yoktur. Hatta, Durin’e göre dünyada her topluluğun modernleşmesi gerekmiyor, toplumlar isterlerse geleneksel sistemde yaşamaya devam edebilirler. Dünya, baskın Batı modelinden kurtulmalı. Çünkü liberalizmin tek düzeyliği, insanlarda ne dini ne de milli kimlik bırakıyor, hatta cinsiyet kimliklerini de harap ediyor.
Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklaşım (Küre), Dördüncü Siyaset Teorisi (Kronoloji), İnsanlığın Ön Cephesi Avrasya (Kaynak), Nursultan Nazarbayev'in Avrasya Misyonu (Yeni Avrasya), Dünya Adasında Son Savaş (Pınar) Aleksandr Dugin'in Türkçe olarak yayınlanmış kitaplarıdır.
Filozof ve stratejist Dugin’e göre, Putin, 2014 yılında iki yoldan birisini seçmek durumundaydı. Putin, Amerika’yı biraz yatıştırmak için ya Batı’yı ya da bir vatansever olarak Rus geleneğini seçecekti. Kolombiya Üniversitesi’nden Prof. Kimberly Marten’in aktardığına göre, Putin, 2014’de Kırım’ı işgal ettiği zaman yaptığı konuşmada, zaten seçimini yapmıştı. Rus vatandaşları yerine, Ortodoks kilisesini temel alan ve etnik kimliğe atıfta bulunan Putin, Rusya-Ukrayna ve Beyaz Rusya halklarını birleştiren kültür, medeniyet ve insani değerlerden bahsediyordu.
Kıtalar arası büyük bir savaşın başlayacağına inanan, Çarlık Rusya’sı ve Bolşevizm’den sonra Avrasyacılık ile Rus yayılmacılığını savunan, Ukrayna’da Rusya kazanmalıdır diyen Dugin’in, karşı olduğu, dünyada tek tip insan modeli arzulayan küresel ideolojilerden farkı nedir?
Eğer, Dugin, Putin’in beyni ise, ya da Dugin’in görüşlerinden, (ki Avrupa’da bazı aşırı sağcı liderler ilham alıyorlar), etkileniyor veya besleniyorsa insanlığın başına gelecekleri varın siz düşünün.