Emir komuta ile ülkücü olunmaz, ülkücülük bir iman ve gönül işidir.
Ülkücü Direktifini nur-u muhammedi ile yıkanmış gönlünden ve vicdanından alır.
Nitekim vicdanını Hak’ka bağlamış olan kardeşlerimiz, Samsun’a bu hareketin vicdanı olmuş Ozanımızı yolcu etmeye koştular,
gidemeyenler de dua ve tazarrularıyla orada oldular.
Bizi ortak bir noktada buluşturacak olan işte bu vicdana dönüşmüş ülkücülüktür.
O vicdan kavga etmemize müsade etmez, nefsini davası haline getirenlerin peşinden gitmeye izin vermez. O vicdan bizi şu veya bu faninin gölgesinde değil, inançlarımızın ışığında buluşturur.
Ölümler aslında bize arkadaşlarımızın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor, halbuki biz bunu ölüm gelmeden yapmalıyız. İnsan eserlerini yaşarken verir, dolayısıyla yaşarken daha değerlidir.
Biz sevgimizi sevdiklerimiz yaşarken gösterebilmeliyiz. Ölüm her fani içindir lakin eser veren faniler kıyamete kadar yaşarlar...
bugün toprağa gömdüğümüz Ozan Arif’in bedeniydi, o eserleri ile kıyamete kadar aramızda olacak, onu gömdük diye sevinenler varsa eserleri ile daha nicelerini gömeceğini ve çoğumuzdan daha uzun yaşayacağını bilmeleri gerekir.
Ozan belki -bir şiirinde ifade ettiği gibi-Çin seddinde sabah namazı kılamadı ama şiirleri bütün setleri deldi geçti.
Allah ,davasını muzaffer hesabını kolay makamını yüce etsin....