Dost için bir şeyler yazmak istediğinizde, insan bazen nereden başlayacağını bilemez. Yiten dostlar var, kalan, kaybolan yıllar için rastgele sözcükler seçer.
Değerli Dostlar,
Sevgili Burhan Akar’ın arşivinden aşağıda paylaştığım fotoğrafta 1960’lı yıllarda Lisede iken Nedim Dilek ve Lütfü Emiroğlu’nun udu, Vefik Ataç’ın kemanı ve Mehmet Özbek’in kanunu eşliğinde solist olarak gözüken Reşat Çardak’ı merak ettim. Onun Müzikle olan ilgisini tanıtmayı düşündüm. Sevgili Mehmet Özbek ve Lütfü Emiroğlu’nu aradım. Reşat Çardak ile ilgili bir tanıtım yazısı yazmayı düşündüğümü ve bana onunla bilgi vermeleri ricasında bulundum. Her ikisi de bana aşağıda paylaştığım yazılarını gönderdiler.
Hem Özbek hocamız, hem Emiroğlu ağabeyimiz sanki söz birlik etmişçesine yazılarında aynı duyguları paylaşmışlar. Bana söylenecek söz bırakmamışlar.
Ben de kelimesine dahi dokunmadan her iki yazıyı aşağıda paylaşıyorum.
Üç çeyrek asır sonra bile birbirlerini güzel duygularla anan dostluklara selam olsun.
DOST BAHÇESİNİ GÜLÜ REŞAT ÇARDAK…
Mehmet Özbek
Bir dost için bir şeyler yazmak istediğinizde, insan bazen nereden başlayacağını bilemez. Yiten dostlar var, kalan, kaybolan yıllar için rastgele sözcükler seçer. Ama sonunda sözcükler yolunu bulur, söylenecek olan söylenir. En iyisi doğrudan lafa girmek.
“Romantik göz boyamalardan, yalan süslemelerden, sahte şişinmelerden arınmış arkadaşın kimdir ?” diye bana sorsalar, ilk aklıma gelen, bugün İzmir Şanlıurfa Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı sevgili Reşat Çardak olur. Urfa’da Ortaokul ve lise dönemlerinde aynı sınıfta değildik ama bir grup arkadaşla aramızda çözülmez bağ oluşmuştu. Çok genç yaşta, lise çağlarında onun ruhuna yaşlı insanların olgunluğu yerleşmiş, tutum ve davranışlarında bunu sergileyerek gerek arkadaşlarının gerekse öğretmenlerinin gönlünde müstesna bir yer edinmişti. Ailesine yük olmamak amacıyla küçük yaşlarda çalışarak öğrenimine devam eden biriydi. Olgunluğu da buradan geliyordu.
Arkadaşım Reşat Çardak hiç olmayacak yerde ve durumda, en olabilecek marifet göstererek adeta mermere düşmüş bir tohumdan meyveler doğurtmak mucizesini gösterirdi.
Artistik bir ruha sahiptir Reşat Çardak. Sesi ve üslubu güzel olan arkadaşımın yıl sonu müsamerelerinde okuduğu popüler şarkılar dillere düşerdi. Bunlardan biri Haydar Telhüner’in “Sonsuz karanlıklarda güneşim Leyla” şarkısıydı. Lise’nin borazan-trampet takımının değişmez üyesiydi. Zayıf bünyesine rağmen insanı hayrette bırakacak derecede güçlü nefesi vardı. Borazan üflerken çoğu üyelerin üç nefeste çaldığı bir melodiyi Reşat tek nefeste çalar çıkardı.
Tatlı sert bir öğretendi Reşat Çardak. Lise coğrafya öğretmenimiz rahmetli Ali Dokucu hocayı örnek aldığını söylerdi. Ama biz Reşat Çardağı hep tatlı yönleriyle tanıdık, hep de öyle biliriz.
Tatlı, sağlıklı, huzurlu bir hayat dilerim sevgili arkadaşım.
REŞAT ÇARDAK…
Lütfü Emiroğlu
Guinness rekorları kayıtlarında Reşat Çardak dünyadaki en bencil kişi olarak kayda geçmiş. Neden derseniz, dünyada ne kadar güzellikler varsa hepsini kendi üzerinde toplamış. Kalbi, gönlü herkese açık, kalbinde herkese yer var. Dargınlık nedir bilmez. Herkesle her an barışık, asla kin tutmaz. Kendisini inciten kişiyi kin tutmadan affeder. Zorlu ve sıkıntılı bir yaşam geçirmiştir. Ancak bu zorlukları yenmesini bilmiş, bu özellikleri kendisinde erdemli ve olgun bir kişilik olarak geri dönmüştür. Müziği sever. Urfa lisesi müzik ekibi ile verilen konserlerde daima aranan assolisttir. Milli bayramlarda lisenin trampet ekibinin orkestra şefidir
O’nu bilen herkesin O’na sevgisi vardır. Kendisi de herkesi sever, herkesin yardımına koşar. Sosyal kişiliği yüksek derecededir. Mütevazı yapısı ile çevresinde her zaman aranan kişidir. İzmir Şanlıurfa Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanlığını fedakâr çalışmaları ile uzun yıllardan beri başarı ile sürdürmektedir. O’na kırgınlık duyan herhangi bir kimseye rastlanmaz. Çünkü hiç kimseyi, kırmış, üzmüş değildir. Her güzel şeye saygılıdır. Seni çok seviyoruz, Reşat Çardak. Dostluğun,arkadaşlığın bizleri mutlu ediyor. İyi ki varsın.