"BAZI MASALLAR VARDIR"
"Hayatın İçinden Hayatlara Değen Öyküler"
Her masal hayattan bir iz, her öykü hayata bir derstir aslında. Yaşanmış şeylerden yola çıkarak bir öğütleme ya da yaşanabilir ihtimaller üzerine ders verme üzerine kuruludur hayat. İşte bugün sizlere güzel bir öykü getirdik.
Sultan Özateş imzalı "KIRILMIŞ SAÇ TOKASI VE ÇAMURLU PAPATYA" Sizlerle..
__
Aksed Sanat_
______________
KIRILMIŞ SAÇ TOKASI VE ÇAMURLU PAPATYA
Birgün öğrenciler sıra ile okul içine giriyorlardı. Aylardan Aralık, günlerden cuma
Rüzgarın sesi yanakları titretiyor, katreler soğuktan donarcasına yanaklarda
Öğretmenler Günü ve 5/B Sınıfı, ders Resim. Tahtada
“Öğretmenler gününüz kutlu olsun cümlesi” kocaman bir kalp ve “sizi çooook seviyoruz.Çooook!”
Şaşkındım, lohusayım, ilk atama yerim, sınıf öğretmenleri çocukları bu sürprize hazırlamış. Dört tane "o" harfi ile sevginin derecesi belli edilmiş, sevincim özeldi.
Gülümsedim, damlalar süzüldü yanaklarıma
İlk öğretmenler günüm kutlanıyor, şaşkındım.
Sıraya girdiler, el öpen hediyesini veriyor, tüm öğrenciler etrafımda, lakin iki öğrenci sırasında oturuyordu.
Biri duvar dibinde en arkada erkek, diğeri cam kenarında en arkada kız öğrenci
Yirmi dakika sonra herkes yerine oturdu, gözüm ikisine takıldı, çaktırmadan onları izliyor, günün anlam ve önemi ile ilgili teşekkürlerimi iletiyordum.
Bir masa dolusu hediye, zil çalması ile öğrencilerin kapıdan dışarısı fırlaması bir oldu.
Cam kenarında arkada oturan kız çocuğu mahcup, çekingen hali ile eski bir gazeteye sarılı küçük bir paket uzattı.
Aldım, titreyen bir çift göz, eller yıpranmış, bakımsız, önlüğü eski, saçlar dağınık
Belli ki fakirdi yavrucak, yanaklarını öptüm, koşarak çıktı sınıftan
Diğer çocuk erkek, göz göze geldik.
Öğretmenim;
_ Size hediye alamadım, en çok neyi seversiniz?
_ Çiçeklerden mi?
_ Hı hı
_ Papatya
_ Tamam dedi ve oda koşarak sınıftan çıktı.
Hediyeleri poşetleyip sınıftan çıkıp, iki ders sonra okuldan ayrıldım.
Bağlum'un köy okulundayım, dolmuş durağına yürüme mesafesi 15 dakika, sert lodos göz açtırmıyor, iki elimde çanta
Biran önce eve gidip hediyeleri açmak istiyorum, merak, ilk heyecan, duygusal halimle adımlarımı hızlandırıyordum.
Birden bir ses, arkamı döndüğümde
Bana doğru koşan bir eşşek, üzerinde iki ders önce hediyeler aldığım sınıfta ki erkek çocuğu kucağında bir demet kökünden yeni çıkarılmış, çamurlu, kurumuş papatya demeti ile bana doğru yaklaşmıştı.
Korkmuş, olduğum yerde durmuştum.
Eşşekle gelen çocuk;
_ Öğretmenim papatyaları annemde çok severdi, kız kardeşim size onun tokasını verdi, bende onun bahçeye diktiği papatyalardan getirdim.
Çamurlu papatyaları kucağıma verdi.
Ne tepki vereceğimi bilemedim, teşekkür edip, bir elimde iki poşet, diğer elimle ilk fırsatta bir kenara atacağım kökleri çamurlu kurumuş papatyalar
Arkama baktığımda çocuğun beni izlediğini gördüm. Çiçekleri atamadan dolmuş sırasına girdim.
Önümde duran amca bana dönüp;
_ Hoca hanım köyümüze hoş geldiniz.
_ Buralarda bana Kubbeddin Dedenin oğlu derler. Kime sorsanız bizi bilmeyen yoktur. Kucağında tuttuğun çiçekleri diken kadın doğum yaparken vefat etti.
Bebekte yaşamadı, iki öksüz amca elinde kaldı.
Onlar bir kız bir erkek, ikizler, aynı sınıftılar, adı Tolga
Duyduklarım soğuktan beter üşüttü yüreğimi
En güzel hediye kucağımda idi.
Biri annesinin tokasını, diğeri diktiği çiçeğini
Zor yolculuktu, Bağlum'dan Dikmen İlker'e varmak iki saatimi aldı.
Eve vardığımda bayılacaktım.
Bu ne hal diyen aileme cevap veremedim.
İlk işim gazeteye sarılı hediyeyi arayıp buldum.
_ İki dişi kırılmış topuz tokası
_ Bir demet kurumuş papatya
Diğer hediyeler umurumda değildi, açmadan hepsini geri poşetledim.
Makasla itina ile kökleri temizleyip, bir küp içine dekor amaçlı koydum.
Ertesi günü Müdür Yardımcımıza okul kermesinde satılması için hediyeleri teslim ettim, girdiğim sınıflarda şahsıma hediye verilmesini yasakladım.
21 yıllık mesleki hayatımda Öğretmenler Gününde hediye kabul etmeyip, gelen çiçekleri o gün gördüğüm bir veliye veriyorum.
Evimde vitrinimde duran iki dişi kırık topuz toka, içinden eksilmiş selpak mendil ve kurumuş papatyalar kıymetli hatıralarımdandır.
Çocukluğumu, öğretmenlerime, yılbaşı için hediye çekilişlerinde bana çıkan arkadaşıma hediye veremeyişimi, alay edenler yüzünden geceleri hıçkırdığımı hatırlatan üç hediye
Topluluk içinde yaşanan mahcubiyetin anlamını bir kez daha öğrendim o Aralık vaktinde
ve akademik belgeyle öğretmenlik yapılamayacaģını,
Kimse bize çok tatil yapıyorsunuz demesin, her öğrencinin ailesi oluyor, hatta vefat eden annesinin hatırasını feda edecek kadar bizden sevgi bekleyen küçük yüreklere anne baba oluyoruz.
En güzel hediye sizinle umut dolu gülümsemek...
Kısacası öğrenciliği bitmeyen, hergün evden okula gidiyorum
Benim adım Öğretmen diyenleriz.
Bizler için hergün Öğretmenler Günü....
Sultan Özateş /
( İz bırakan anılarımdan)
Ankara Kültür Sanat ve Edebiyat Derneğine müteşekkirim.
Yıllar evvel Öğretmenler Gününde sosyal medyadan paylaştığım yaşadığım hayat hikayemi edebiyatseverlerle paylaştığı için.
Etiketlendiğim bu anım ile gözyaşlarıma bir kez daha hakim olamadım.
Her yıl Öğretmenler Anı Yarışmaları oluyor ve mesleki hayatım boyunca hiçbir anımı bir yarışmaya yollamadım, hiçbir velimi, öğrencimi öğretip orayı burayı aratıp taltif beklemedim.
Tek bildiğim Peygamberlik Mesleği olan bir gücün askeri olup, rıza makamına hizmet takdirlerin en büyüğüdür.
Bilirim ki bu mesleğin her dakikası cennetime merdiven ve yaşadıklarımı şov malzemesi yapamam.
Sayfamda yazarak gönüllere selam etmek yarışmaların en büýüğüdür.
Arşivinize alıp, hatırlatan AKSES ve değerli başkanı sayın
beye, yönetimide, edebiyat kuruluna müteşekkirim.
Saygımla