eylemleriyle psikolojimi alt üst edenlerle aile olmaya gayret ettim. Kardeşlik yolculuğunda ifriralar, dedikodular yapanlara karşı asla adaletten şaşmadım.

Bir gün hepimiz terk edeceğiz bu dünyayı.

Kimimiz zamansız, vedasız, kimimiz dargın.

Bense kırgın gideceğim.

Her yaşayan sağ sayılmaz. Diri diri ölende var, derdi bilinmesin diye öle öle gülende var.

Hep gülümsedim, koştum alabildiğince...

50 yaşıma eriştim.

Üniversitede evlendim görücü usülü ile, kaderime imza atarken kula değil Allah'a söz verdim, vardığım adrese ait olma yolculuğum zor oldu. İlk yılda iflas eden bir eş, pes peşe iki evlat, işe gidetken evlatlarımı bıraktığım insanların oluşturduğu mobing, psikolojik şiddet, iki insanın özeline müdahele eden yakınlar, sorunlu aile bireylerinin oluşturduğu huzursuzluk, çekemeyen, haset, kıskanç kardeş, akraba arasında iki pırlanta evlat büyütmek, evliliği yürütmek hem mücadele hem savaştı.

Aklım, düşüncelerim zaman zaman şassa da olumsuz düşüncelerimi asla eyleme dönüştürmedim.

Anne baba olma yolculuğunda büyütme sorumluluğu özeldir.

Çalışıyorsa banamı çalışıyor, babamın evinde oturuyor, köpek gibi bakacak, kiramı veriyor, çocuklarına annem babam bakıyor, yazsam insanlığa sığmayan nice haksız cümleler, eylemlerle psikolojimi alt üst edenlerle aile olmaya gayret ettim. Kardeşlik yolculuğunda ifriralar, dedikodular yapanlara karşı kendi menfaatim uğrunda olan ne varsa asla adaletten şaşmadım.

Evladını mirastan men edecek vasiyetname düzenleyecek büyüğüme mani oldum.

Başkalarının evlatlık görevlerini üstlendim, sustum, sabrettim.

İş hayatımda da munafıklarla savaşım oldu, karaktersizler, nankorler, narsistler, haramzedeler, namussuzlar her yerdeler.

Rızkımızı kazanmak kolay değil, kimi emeğimizi çigner, kimi alın terimizi ödemez, bu devirde para biriktirmeyi geçtik kimseye yük olmadım, sorun çıkarmadım.

Bir Allah'ın kulu çıksın bana bu kötülüğü etsin desin ve kanıtlasın. Ancak iftira ile asılsız karalayanlar daima mevcuttu onlarda belalarını buldular.

İnsanlar gayretimi, zaferlerimi, mücadelemi taktir ederken bunu hazmedemeyenler mal mülk sahibi mi oldu diye dedikodusundan geri kalmadı.

Yada görmezden gelerek değersizlik politikası ile ezmeye çalıştılar.

Bazılari dört duvar sahibi, dört tekerlek, para sahibi oluyorlar lakin annesi, babası hasta iken para verip taksilerle koşanları kıskanacak, atasını koruyup kollayanları kötüleyecek kadar alçalabiliyorlar.

Takdir etmeyi bilmedikleri gibi kusur olmayanda kusur bulmaya çalışmaları tam bir münafıklık.

Onlarıda izliyoruz evlatları, eşi, büyükleri onları takdir etmiyor, eşini sürekli kötülüyor, mağdur edebiyatı yapıyor, yok diyerek hayırlı evlat diye gezip duruyorlar.

Edep diye susanlar birgün bir taşar, oluşacak tufanda haksızlık edenler bedelini öder.

Cenazesini sararsın, insan yerine koyarsın, yokluguna koşarsın mecbur diye düşünenlerin vicdanı yoktur.

Mutsuzluk sendromu sergileyerek varmış gibi ama yok olanlar bellidir.

Kendi sorumluluklarını yerine getirmeyenler başkalarını kötüleyerek manipüle eylemi ile kendini masumlaştırmaya çalışıyorlar.

Çalışan, üreten, gayret edeni yok etme çabası, nankörlük kalbin yansımasıdır.

Bazı insanlar mal, mülk, para ile var olduklarını sanarlar.

Bazı insanlar iyilikle iz bırakırlar.

Kıskançlık öyle kötüdürki zehiri sahibini öldürür. Ne insanlar gördüm kendini mükemmel sanan, söylediğini inkâr eden, huzur bozan, kardeşinin iyiliğini hazmedemeyen, iki çifti bir evin içinde yabancılaştıran, bir insanı esir bırakan...

25 yıllık iş hayatımda bir soyada ait olup, iki evlat uğruna verdiğim mücadelem kolay olmadı.

Öz kardeşlerimin zulmü bir yana, zirveye tırmanmak zordu. Allah her şeyi görendir. Kan bağlarımın yarım bıraktığı ne varsa can bağlarım ile tamamladı Rabbim.

Yolum iyilere çıktı, birçok ailem var, candaşlarım, kardeşlerim, büyüklerim var. Ne zaman düşsem kaldıranlarım var.

Hayırlı insanlarla umudum dik, nasibimin sahibi belli iken kula mihnet eylemiyorum.

Kalbimi üzenleri de Rabbimiz üzüyor ve seyrediyorum.

Hesap kitap ile aile olmayı bilmeyenler başkalarının akıllarıyla bu dünyanın girdabında şeytanın erleri olmaya devam ediyorlar.

Helallik konusu ağırdır, evine gelin geleni kıskananlar, kardeşlik yolculuğunda fitne ile evlat ile atanın arasını açanlar, miras hukukunu bilmeyenler, bildiğini sanıp iftira edenlerin, hazmedemeyenlerin, hep ben hakliyım diyen narsistlerin dünyasında bir Sultan geçiyor.

Ara sıra hakkını helal et diyorsunuz ya, iyiliklerim karşılıksız, Allah rızası içindir. Verdiğiniz üzüntüler ağır izler bıraktı, meydana getirdiğiniz eserin helalliği yoktur canlar.

Kötülük yapıp helal demekle helal olmaz desem mi?

Ansızın göçersem biliniz ki, kim arkamdan haksızca dedikodu etmiş, iftira atmış, huzurumu bozmuş, sağlığımı olumsuz etkilemiş, hakkımı yemiş ise haklarım helal değildir.

Düşmanı uzakta aramayın, sevdiklerimizden yara alınca insan gamlanıyor, stres ile oluşan hastalıklar bir bir çıkıyor.

Abla, kardeş, akraba, gelin, görümce, evlat, eş, annelik, öğretmenlik, dostluk vazifelerimde kimseye zulmetmedim, hak yemedim, kötülük etmedim elhamdülillah. Lakin bu unvanları yapmakta kolay olmuyor. Mükemmel olmaya çalışmadım, iyi insan olmaya gayret ettim.

Paylaştım elimde ne varsa...

Koşma, yorulma diyorsunuz ya, çok çalışıyorum ki iz bırakan acıları düşünmeyeyim diye

Rabbim beni bana bırakmasın diye dua ederim.

Kimsenin boynunu yere eğecek bir şerefsizliği yazgıma mühürlemedim.

Tedavim olumlu sonuçlandı, kaderimin imtihanına yeni bir sayfa açıyor, evlatlarım ile yaşayacaklarımız kalan ömrüme hayr ola...

Bugüne kadar bana üzüntü veren herkesi arkamda bıraktım. Değer veren, verdiklerim ile var olmaya gayret edeceğim.

Bu hafta yaşadığım operasyon ile yeniden doğmuş gibiyim.

Beni üzebilirsiniz lakin yıkamazsınız!

YA ŞAFİ

Sevdiceklerimden süslü şapkalar bekliyorum.

Yine kel oldum yuppiiiii....