Amerika'yı Amerikan icadı telefonla kınıyoruz. Sesimizi, tepkimizi, neler hissettiğimizi ancak Amerikan interneti sayesinde gerçekleştirebiliyoruz.
Cep telefonsuz internetsiz, sosyal medyasız neredeyse nefes alıp veremeyecek duruma gelmişiz.
Amerika'yı Amerikan icadı telefonla kınıyoruz. Sesimizi, tepkimizi, neler hissettiğimizi ancak Amerikan interneti sayesinde gerçekleştirebiliyoruz.
Amerikan ürünü sosyal medya araçları olmadan
neler düşündüğümüzü dahi birilerine ulaştırma şansımız yok.
Amerika ve İsrail'in izin verdiği yere kadar sesimizi birilerine ulaştırabiliyor, tepkilerimizi ortaya koyabiliyoruz.
En ufak şüpheli bir harekette engelleniyoruz, paylaşımlarımıza sansür konuyor ya da geçici süreliğine askıya alınıyoruz.
Bir şey yapabiliyor muyuz, hayır.
Senin cep telefonun, sosyal medyan, internetin olmadan da sesimizi sana duyurabiliriz, sana meydan okuyabiliriz diyebiliyor muyuz, hayır.
Bağırıp çağırmak yerine teknolojik anlamda neden bu kadar geride kaldık diyebiliyor muyuz, hayır.
Sosyal medyasız , internetsiz, cep telefonsuz bir hayat düşünebiliyor muyuz, hayır.
Her türlü İsrail'e ve Amerika'ya mahkumuz.
Bu mahkumiyetin utancını yaşamayanlar, hamasi tutuklarla kahramanlık taslayanlardır.
Fincancı katırlarını ürküttüğümüzü sanarak sadece kendimizi kandırıyoruz.
Ona buna meydan okumakla büyük ülke olunsaydı Türkiye dünyanın en büyük en çekinilen ülkelerinden biri olurdu.
40 yılı aşkın bir zamandır aynı sorunlarla boğuşan, 40 yıl önce kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biriyken bugün 70 ülkeye muhtaç hale gelen bir ülkenin içinde bulunduğu durumu sorgulamak yerine başka ülkelerin geldiği noktayı küçümsemek, onların teknolojisi varsa bizim de imanımız var demek, onların parası varsa bizim de mangal gibi yüreğimiz var demek, onların silahı varsa bizim de bükülmez bileğimiz var demek havanda su dövmekten ibarettir.
Mademki düşmanın silahıyla silahlanmak sünnettir, mademki harp hiledir, mademki güçlü olan haklıdır öyleyse neden silahlanmak, güçlenmek ve teknolojik anlamda dünyada söz sahibi olmak yerine her anlamda dünyanın irili ufaklı bütün ülkelerine muhtaç hale gelmişizin sorgusunu yapmıyoruz.
Türkiye elbette cesur bir ülkedir; değilse bunca uyuşturucunun, bunca kara paranın, bunca kaçakçılığın, hukuksuzluğun, yolsuzluğun cenneti haline gelir miydi?
Türkiye elbette cesur bir ülkedir; değilse kevgire dönen sınırlarıyla 72 milletten ipini koparanın elini kolunu sallayarak gelip kendi ülkesinden daha rahat yaşadığı bir ülke haline gelir miydi?
Türkiye elbette cesur ve büyük bir ülkedir; değilse bunca talanın, yağmanın, rantın, vurgunun ahlaksızlığın içinde ayakta kalabilir miydi?
Ama bu büyüklüğün ve cesaretin ne yazık ki Amerika ve İsrail gibi terörü besleyen, destekleyen, koruyan, kollayan ülkeler nezdinde hiçbir hükmü yok?
Olsaydı ne Irak işgal edilir, ne Suriye işgal edilir, ne Libya işgal edilir, ne İsrail Filistin'de katliam gerçekleştirebilir, ne İsmail Haniye suikastı düzenlenebilirdi.
Sonuç olarak bütün yapıp ettiklerimiz Amerika ve İsrail'in izin verdiği yere kadardır.
Onların teknolojisi ile onların sosyal medya araçları ile onların internetiyle onları ancak rahatsız edemeyeceğimiz ve zarar vermeyeceğimiz yere kadar protesto eder, lanetler, bağırır çağırır meydan okuruz.
Mala davara zararı olmayan bir ezandan kimsenin korkmasına gerek yok.
Ezanla, selayla, duayla düşman yok edilebilseydi bunu Peygamber Efendimiz yapardı.
Peygamber Efendimizin yapmadığını bugün ümmeti meydanlarda bağırıp çağırmakla küffara karşı savaşıyormuşçasına yapmaya çalışıyor.
40 yıldır İsrail zulmüne ve ölüm kusan silahlarına karşı taşlarla sopalarla sapanlarla savaşan Filistinli ve Gazzeli çocukların kimsenin duasına ihtiyacı yok.
Ama Amerika'nın ve İsrail'in izin verdiği yere kadar sesini duyurabilen bizlerin Filistinli çocukların duasına ihtiyaç var...
Biz onların duasına layık mıyız, onların duasına mazhar olabilir miyiz orasını Rabbimiz bilir.
Onlar orada açlıkla, yoklukla, yoksullukla, ölümle, zulümle savaşırken biz burada elimizde Amerikan malı cep telefonlarıyla sözde Amerika'ya ve İsrail'e diz çöktürdüğümüzü sanmanın utancı ile yaşıyoruz.
Kendi adıma bu utanç ömrümün sonuna kadar bana yeter; bu utançtan olsa gerek ki uzun zamandır Filistin'e dair hiçbir şey yazamıyorum.
Meydanlarda toplanıp İsrail'e meydan okuduğunu ve İsrail'in de kendilerinden korkup katliama son vereceğini düşünenlerin de gazası mübarek olsun...
31 Temmuz Çarşamba 2024