Yürüyüş yaptığım yolun görselliği daha izlerken ruhuma işliyor; belleğimde hikayeler oluşturuyor. Birikimi, donanımı ve hikayesi olan her şeyi seviyorum.

BUGÜNKÜ GÖRSELİMİN HİKAYESİ...

Keçi boynuzu(Harnup)

Yürüyüş yaptığım yolun görselliği daha izlerken ruhuma işliyor; belleğimde hikayeler oluşturuyor. Birikimi, donanımı ve hikayesi olan her şeyi seviyorum. Bu yolda gördüğüm ağaçlar, estetik duruşlarıyla ruhuma hitap ediyor. Özellikle bir tanesi var ki, bana "iki dirhem bir çekirdek" deyimini hatırlatıyor. Her ne kadar bu deyim yakışıklılığı ifade etmek için kullanılsa da Osmanlı döneminde terazilerde çekirdeklerin altın değerini belirlemek için kullanıldığını öğrenmek beni düşündürüyor.

Kutsal Keçi Boynuzu Ağacı(Harnup)

Antik Yunan mitolojisinde keçi boynuzu ağacı, sıradan bir bitki olmanın ötesinde, tanrılarla bağlantılı kutsal bir yaşam kaynağı olarak kabul edilirdi. Efsaneler, bu ağacın tanrıların koruması altında olduğunu ve ölümlüler ile tanrılar arasında bir köprü görevi gördüğünü anlatır.

Zeus’un bebeklik günlerinde, babası Kronos tarafından yutulmaktan kurtulması için annesi Rhea tarafından Girit Adası’ndaki bir mağaraya saklandığı söylenir. Burada Zeus, Amalthea adındaki büyülü bir keçinin sütüyle beslenir. Amalthea’nın yaşadığı yerde yetişen keçi boynuzu ağacı ise Zeus’un büyümesi için gereken diğer besinleri sağlayan kutsal bir bitkidir.

Bir gün Zeus, oyun oynarken kazara Amalthea’nın boynuzlarından birini kırar. Bu durum onu çok üzer, fakat bu boynuzu kutsal bir hediyeye dönüştürerek "Bereket Boynuzu" adını verir. Bunun yanı sıra Amalthea'nın çevresinde yetişen keçi boynuzu ağaçları da kutsal kabul edilir. Bu ağaçların meyveleri, hem tanrıların hem de insanların hayatta kalmasına yardımcı olan bir sembol haline gelir.

Keçi boynuzu ağacının mitolojik mesajı ise Zeus’un insanlara ilettiği şu sözlerde saklıdır:

"Hayatta her şeyden bolluk beklemek yerine, doğanın sunduğu sade hediyelerle yetinmeyi öğrenin."

Bu nedenle keçi boynuzu, antik çağlardan günümüze kadar sade, mütevazı ve güçlü bir yaşamın sembolü olmuştur. Tanrıların kutsadığı bu ağaç, ne açlığa ne de kuraklığa yenilir; her koşulda meyve vermeye devam eder.

Mitolojide keçi boynuzu, bereket, direnç ve tanrıların insanlara olan şefkatinin bir simgesi olarak anılmaya devam eder. Ölümlüler bu ağaca dokunarak sağlık, huzur ve doğayla bir olmayı dilemek için adaklar sunmuşlardır.O zaman neymiş sebepsiz sevmiyomuşum!

KIYMET ŞAHİN/Aralık 2024