Coşkusuyla, keyifli anlarıyla, dost sohbetleriyle, lezzetleriyle, ufak da olsa eksikleriyle festival günlerimi “Portakal çiçeği bahane tanıtım şahane” başlığı ile buradan sizlerle paylaşmıştım.
O günkü köşe yazımda; “bilhassa Almanya’dan gelen ‘Hamburg Eyalet İstasyon Tiyatro Grubu’ kattığı renk ve coşku ile festivalin odağı haline geldi. İlerleyen günlerde detaylı anlatacağım” demiştim.
Ve şimdi anlatıyorum...
Almanya’da her biri kendi alanında etkili konuma sahip milletvekili, akademisyen, kurum amiri, diplomat, sanatçı, iş insanı, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve daha pek çok alanda onlarca insandan oluşan Hamburg İstasyon Tiyatro Grubu tüm çalışmalarını gönüllülük esasıyla yapıyor ve oyunlarını sadece Türkçe sahneliyor.
Sosyal sorumluluk misyonu ile sergiledikleri oyunlardan hiçbir maddi beklentileri yok.
İzleyicilerin alkışları onları fazlasıyla motive ediyor.
Hamburg İstasyon Tiyatro Grubu “bizler amatör tiyatro gönüllüleriyiz” dese de sahnede onları izlediğiniz an bu söylemleri ile ne kadar mütevazı olduklarını anlayacaksınız. Onlar amatör ruhlu profesyoneller.
Oyunlarını Türkçe sahneledikleri için Alman hükümetinden hiçbir maddi destek almamalarına rağmen bunu dert etmiyorlar. “Projeler ile para kazanmayı değil emeklerimiz ile insanlara faydalı olmayı hedefliyoruz” diyen grup sahne, dekor, kostüm, taşıma kısaca her detayı kendileri karşılıyor ve hazırlıyor. Ayrıca sahneledikleri eserlerin telifi konusunda çok hassaslar. “Telif vermediğimiz eser sahipleri de var elbette bunların başında Muzaffer İzgü gelir” diyerek İzgü’yü sevgiyle anıyorlar...
Adana Portakal Çiçeği Festival’i bünyesinde grubun oyuncularından “Mahmut Erdinlig” tek kişilik muhteşem performansı “Sınır” oyunu ile Adana’dan tam not ve bol alkış aldı.
Hamburg İstasyon Tiyatro Gurubu ile Adana’da keyifli sohbetler eşliğinde saatlerin nasıl geçtiğini anlamadım. Gurubun kurucu üyesi ve yönetmeni Serap Sadak orkestra şefi gibi her detaya hakim. İlk günden bu yana aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen ilk günkü heyecanını kaybetmeyen Serap Sadak’ın yüreğinden aktardığı cümleleri dinledikçe hayran kaldım, çünkü ilk günkü heyecanı korumak ve tüm üyelere de bunu aktarabilmek çok önemli.
“Doğum, hastalık vb durumlar ile aramızdan ayrılan üyelerimiz kendilerini topladıkları an tekrar aramıza ve tabi ki sahne aşkına dönüyor. Biz bir tiyatro gurubundan ziyade aileyiz. Provalarımız bittikten sonra saatleri bize unutturan sohbetlere dalarız. Sık sık birlikte seyahat ederiz. Dertlerimizi, mutluluklarımızı ve sorumluluklarımızı paylaşarak daha fazla kaynaşıyoruz...” diyen yönetmen Serap Sadak’tan mutluluğu ve huzuru yakalamak adına öğreneceğimiz çok fazla başlık var....