Şurası bir gerçek ki bu deprem, (yıkılması gereken tüm binalar yıkıldığında) Adıyaman'ı 1960’lı 70’li yıllara götürecek

“NE YAPMALI..”

Bakanların, Devlet büyüklerinin sık sık ziyaret ettiği Depremin mahsun kenti ADIYAMAN nasıl ayağa kalkar? 

Şurası bir gerçek ki bu deprem, (yıkılması gereken tüm binalar yıkıldığında) ADIYAMAN’ı 1960’lı 70’li yıllara götürecek. Yani 50-60 yıl öncesine.. 

ADIYAMAN’ın öyle ahım şahım zenginleri yok. Dışarıdan para girişi yani yatırımcı da yok gibi. Yani kısaca ADIYAMAN bir K.MARAŞ, bir HATAY, bir G.ANTEP’le kıyaslanacak bir durumda değil.
Bu nedenle ADIYAMAN’a pozitif ayrımcılık yapılmak zorundadır. Gerçekçi olalım aksi halde ADIYAMAN’ın ayağa kalkması kolay değil hatta mümkün değil.

Peki ne yapmalı ;

1 - Öncelikle kentte yıkılacak olan bütün binalar çok süratli bir şekilde yıkılıp enkazları temizlenmelidir. Yıkım ve enkaz kaldırma bu tempoda devam ederse bu iş 3-5 senede ancak biter. Depremin üzerinden 6 aydan fazla bir zaman geçmesine rağmen daha binaların %10’u ancak yıkılabilmiş, ki çoğunun enkazı da hala yerinde duruyor.

2 - Enkaz kaldırma işinin hızlanması için Devlet imkanları devreye sokulmalıdır. Bunun için de deprem dışında kalan 70 ildeki DSİ, KARAYOLLARI, İL ÖZEL İDARELERİNİN makina parkları devreye alınarak, adeta bir seferberlik ruhuyla gece gündüz demeden bu yıkım ve enkaz kaldırma işlemleri bitirilmelidir. 

3 - Kentte ticari hayatın canlanması için, işyerleri yıkılan esnafa %60-70 hibe desteği verilerek her esnafın yeniden süratli bir biçimde ticari hayata geçmesi sağlanmalıdır.

4 - Depremden önce Tekstil sektöründe ülkemizde öncü İller arasında yer alan ADIYAMAN’da, bu alanda büyük bir gayret gösteren ve ayakta durmaya çalışan sanayicisine mutlaka ciddi bir destek verilmeli ve en az 2 yıl süreyle sigorta priminden muaf tutulmalıdır.

5 - ADIYAMAN’da depremde bir çok otel yıkılmıştır. Bu otellere Turizm bakanlığı tarafından ciddi bir hibe ve kredi desteği verilerek bu oteller yeniden bir an önce açılmalıdır.

6 - Özellikle yüksek katlı sitelerde(9 katlı) Kat sayılarının (4+1) veya (5+1)’e düşürülmesi içinden çıkılmaz sorunlara yol açacaktır. Bu düzenleme sonucunda yaşadığı sitede kendisine yer bulamayanlar nasıl belirlenecektir. Hangi yöntemle belirlenirse belirlensin bu dışarda kalan kişilerce yargı yoluna başvurulur olacaktır ki bu da sistemi kitleyecektir. 
Bu nedenle Toplu, yani site şeklinde yapılan konutlarda eski imar planındaki kat sayısı mutlaka korunmalıdır. Herkesin yeri belli, katı belli, elinde tapusu, su ve elektrik abonesi var. Hiç bir sorun olmadan herkes depremden önceki dairesine kavuşma imkanı sağlanmalıdır. 
Hazırlanacak olan İnşaat ve statik projeleri 9,10,11 şiddetindeki depremlere göre istenerek depremde hasar ve yıkım riski ortadan kaldırılmalıdır.

7 - “Yerinde dönüşüm” için hibe ve kredi konusu;
85 m2 lik Toki konutunun yeni güncellenme fiyatları ve fiyat farkları ile 3,5 Milyona mal olduğu bir ortamda 500 bin hibe ve 500 bin faizsiz kredi ile “Yerinde dönüşüm” projesinin başarılı olması mümkün değildir. Bu parayla ne vatandaş kendisi konutunu yapabilir ne de bir müteahhit bulabilir. Hiç bir müteahhit de bu riski göze alıp işi kabul etmez.

8 - Toplu, yani çok katlı, çok daireli sitelerde “Yerinde dönüşüm” projesine göre müteahhitler tarafından yapılması istenen yöntemle sorunun çözümü mümkün değildir. Vatandaşın maddi durumu buna elverişli değildir. Bunun yerine ihale yoluyla normal deprem konutlarının hibe ve borçlandırma yöntemine göre TOKİ’ye yaptırılmalıdır. Yani dairelerin tesliminde maliyet fiyatı üzerinden hibe miktarı düşüldükten sonra geri kalan miktar vatandaşa borç olarak yansıtılıp 20 yılda geri ödemesi planlanmalıdır.
Mithat SOLGUN