Belediye teşkilatı görev alanında başta alt yapı olmak üzere halkın sağlık ve mutluluğuyla ilgili her ihtiyacına cevap vermek için çalışır.
Yapılan çalışmalar ve bitirilen işler sonunda belediye yetkililerini savunan, takdir eden yok denecek kadar azdır.
Ama hizmet isteyen, hatta şahsi taleplerde bulunan binlerce insan vardır. Hizmet gelmediğinde yada şahsi talebe olumlu cevap alınamadığında şikayet, dedikodu, aleyhte konuşmalar adeta bütün şehre yayılır.
Bütün bunlara rağmen belediyenin doğru yaptığı işlerin dahi lehinde konuşan insanlar yoktur. Ekipler bir sokak yada caddeye alt yapı için girer ve çalışmaya başlar. İşin sonunda orada su birikmeyecek, otomobiller kasis ve çukurlara düşmeyecek, su sağlıklı ve düzenli akacak, kaldırımlarda insanlar rahat yürüyecektir. 
Şimdi bu konuda görüş bildirenleri sıralayalım:
“Kardeşim bu yağmurda çamurda millete yazık değil mi? Neden başka zaman yapılmıyor da millet şaşkın ediliyor?”
“Kardeşim zaten bir kış yattık. İç ve dış turizm hareketlenip üç kuruş para kazanacağımızda bu iş yapılır mı? Kaldırım yapacak başka zaman bulamadınız mı?
“Kardeşim insan biraz saygılı olur, hafta sonu bile çalışıyorlar. Ne zaman rahat bir uyku uyuyacağız!..”
“Yahu bu işi hafta sonu yapacağınıza hafta içi yapsanız da adam gibi bir istirahat etsek olmaz mı?”
“Yahu bu işi Hafta sonu yapsanız da sokağımızdaki ticari hayatı öldürmeseniz olmaz mı?”
Yapılacak iş senenin hangi günü ve mevsiminde yapılırsa yapılsın hepimizin söyleyeceği bir laf muhakkak vardır. Çünkü bazılarımız için uygun olduğunu düşündüğümüz zaman başkaları için uygun değildir.
Geçmişte bir olaya şahit oldum. Belediyenin ekibi zaruri bir çalışma yapıyorlardı. Toplam 3-4 saat süren işin gürültülü kısmı belki bir saat bile değildi. Bir esnaf arkadaş bağırıp çağırdı. Kızgınlık ve sinirle ağır laflar sarf etti. Ekip ve başındaki görevli çaresiz. Bizler ise adeta seyirciyiz ve ortalığı sakinleştirmek için bile araya girmiyoruz. Sadece izliyoruz.
Belediyelerin savunanı pek çıkmıyor ama “vurun abalıya” misali yüklenen çok oluyor.