Memleket Röportajları adıyla Tan Gazetesi 01.05.1941 tarihli nüshasında yayınlanan yazının Tekir Çiftliği ile ilgili bölümü:
Silifke’ye varmadan sağa kıvrılan şoseye bir saparsanız Atatürk’ün ihya ettiği Tekir Çiftliği’ne gelirsiniz.
Şimdi Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu tarafından idare olunan bu müessese o mıntıkanın iktisadi hayatında mühim bir rol oynuyor. Büyük ölçüde ziraat yapılan çiftlikte bütün köylülere iş vermek kabil oluyor. Aynı zamanda hayvancılığın ıslahı cihetine gidilmektedir. Halep boğaları ıslah işinin elemanları..
Bu kabadayılar görülmeğe değer. Heybetleri müthiş fakat hiddetleri öyle değil. Amma dölleri pek toroman oluyormuş.
Tekir çiftliğinde çeltik ziraatı ihmal edilmemiş, bütün hububat ve meyveleri de…
Mamafih müessesenin en şirin köşesi, zirai meselelerle meşgul olmayanlar için süt kuzuları ile dolu ağıllar. Sazdan kulübelerinin altından öyle haşarı bir sıçrayışları var ki…
Çiftlikte su bol. Hem yazın kurumayan bir dere var, hem de arazinin bütün çevresinde tatlı su bulmak kabil. Gözlerimin önünde bir sondaj yaptılar. Ertesi gün soğuk ve tatlı bir suyu fışkırtan bir artezyen kuyusu açılmıştı.
Fakat ben orada en çok neye şaştım biliyor musunuz? Tabiatın harikulade bir sürprizine… Ekin yığınlarının arasında harikulade zakkumlar yetişmemiş mi?
İşte bir hadise ki, bütün küçük nebabat bilgilerimizi şaşırtıyor.
Hayretime tebessüm ile mukabele eden çiftlik müdürü Bay Sırrı; “Unutmayınız ki, bütün medeniyetlerin beşiği olan Akdeniz kıyılarında bulunuyorsunuz” dedi.
Amma ne yazık ki, Silifke kasabası tabiatın bu civadet ve veludiyetine (güzellik ve doğurganlığına-verimliliğine) ayak uyduramamış. Harap ve bakımsız.
İtiraf edeyim ki, orada beni karşılayan bir hayal . . . . .(okunamadı) oldu.