Sonuç itibariyle 22 yıl sonra Türkiye ekonomisi, sanayisi, savunma gücü, genç nüfusu, güçlü ekonomisiyle dosta güven, düşmana korku salan bir ülke olmalıydık.
Seçim sonuçları genel itibariyle incelendiğinde AK Parti Cumhur ittifakı adaylarının önemli bir kısmı seçimde başarısız olmuşlardır.
AK Parti 2002’de kurulurken büyük heyecan duydum, parti genel merkezinde ve yerelde kuruluşunda inandığım, güvendiğim dostlarımdan dolayı da özellikle destekledim.
AK partinin Türkiye’yi, kurumlarını gelecek yüzyıla taşıyacağına inanarak ve karşılıksız oy verip destekledim.
Benim gibi milyonlarca devlet-millet sevdalısı hiçbir beklenti ve talepleri olmadan bu harekete kaç seçimdir destek verdi.
31 Mart’ta Partide görev alanların bir kısmı, parti içerisindeki çekişme ve rekabetten dolayı rakip partiye oy verip pişkin pişkin yerlerinde oturdular.
AK Parti teşkilatı içerisinde herhangi bir göreve talip olmadan, desteklediğim bu hareketin iktidarı döneminde, her uygulaması ve politikası tabi ki hoşumuza gitmiş değildir. Gönül isterdi ki şikayetçi olunan hususlar düzeltilsin.
Sonuç itibariyle 22 yıl sonra Türkiye ekonomisi, savunma gücü, genç nüfusu, güçlü ekonomisiyle dosta güven, düşmana korku salan bir ülke olmalıydık.
AK partiye destek veren vatandaşın rahatsız olup, her yıl içine ata ata biriktirdiği ve 31 Mart’ta sandığa patladığı bazı sorunlar var.
AK Parti teşkilat sorumluları ve politika çizicileri bu sorunları sümen altı etmemeli. Kızılcahamam değerlendirme toplantısında neler konuşuldu? Ayrıntılarına pek erişemedim fakat AK Parti şunları görmeli:
Devlet garantili döviz mevduat hesabıyla her yıl milyar dolar Merkez Bankasının zarara uğratılıp, faturasının emekliye fakir fukaraya kesilmesi sürdürülebilir bir politika değildir.
Günü kurtarmadan öte, uygulanabilir politikalarla, devletin milletin sırtından faiz yükünü kaldırmak, enflasyonu baskılayıp döviz piyasasını dengelemek, piyasayı rahatlatmak bir zarurettir.
Rahmetli Necmettin Erbakan faizin ne tür bela olduğunu, faiz sistemini Siyonistlerin Dünya’da insanlığı sömürmek için kullandığını AK parti yöneticileri benden daha iyi biliyor olmalılar.
Uygulanan sıkı para politikasıyla havuzda oluşan rezerv fazlalığı üretim ve emekliye doğru yönlendirilmeli. Bir yandan üretim artırılmalı, diğer yandan refahtan payını dar gelirli ve emekliler almalıdır.
Vatandaşın maaşına, ekmeğine göz diken bir anlayış Dünya’nın hiçbir demokrasisinde iktidarda duramaz.
Diğer bir husus 2010 yılında komşumuz Suriye’de baş gösteren İsrail-ABD iş birliğiyle hazırlanan İŞİD tiyatrosunun sonucu olarak söylenenlere göre kucağımızda 7 milyon göçmen bulduk.
Bu göç Muhacir-Ensar meselesine sığdırılamayacak kadar büyük ve tehlikeli bir sorundur.
Suriye savaşı bitti. Suriye’de oluşturulan güvenli bölgeye bu göçmenler yönlendirilmeli ve Suriye’ye geri dönmeleri özendirilmelidir.
Bununla ilgili ciddi projeler oluşturulup kamuoyu rahatlatılmalıdır.
Tarihte Anadolu çok savaşlara sahne olmuş, milletlerin Anadolu hakimiyet mücadelesinde bir tek mermi sıkmadan, bir kılıç sallamadan MUHACİR kisvesiyle Anadolu yabancılara teslim edilmiş durumda.
Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır’ın ötesinde İstanbul’un göbeğinde Fatih semti nüfus demografisi değiştirilerek Türk vatandaşları kendi vatanlarında azınlık duruma düşmüşlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti devlet aklı ve AK parti karar kurullarında görev alanlar 20 yıl sonra Türkiye’nin yaşayacağı etnik vs sorunları düşünmek zorundadır.
En kritik stratejik yer olan Anadolu’nun bin yıldır Türk yurdu kalması, günlük planlamarla değil, yüzer yıllık, bin yıllık derin strateji, emek, ter ve kan dökülerek sağlanmıştır.
22 senelik devlet -hükümet tecrübesiyle AK parti kadrolarının yeniden silkelenerek, Yerel seçim sonuçlarından ders çıkararak, vatandaşı üzen -yoran sorunları hızla çözüp millete güven vermek zorundadır.
AK parti karar kurullarında görev alanlar görevleriyle değil, çözdükleri problem, yaptıkları atılım ve yatırımlarla hatıralarda kalacaklardır.
AK Parti’de hiç kimse 31 Mart seçimlerinde Vatandaşın yükselttiği sese sağıra yatarak HİÇBİR ŞEY OLMADIYSADA, BİR ŞEY OLMUŞTUR deyip yan gelip yatamaz, yatmamalı da.