Değerli arkadaşlarım sizlere 227 ayetten müteşekkil olan ŞUARA suresini arz etmek istiyorum. Bu surenin ilk 68 ayetin den anladıklarımı sizlere arz edeceğim.

Değerli arkadaşlarım sizlere 227 ayetten müteşekkil olan ŞUARA suresini arz etmek istiyorum. Bu  surenin ilk 68 ayetin den anladıklarımı sizlere arz edeceğim.
Şuara Suresi Mekke döneminin ortalarında Meryem ,Taha ve vakıa sürelerinin ardından vahy edilmiştir 224. ayette kahinlere şairlere yapılan atıftan dolayı bu ismi almıştır. sürede Hz Peygamber’in müşriklerin ısrarlı inkarları karşısında hissettiği Üzüntü halini gidermek üzere geçmiş peygamberlerin benzer hayat hikayeleri ve mücadelelerinden örnekler verilmekte. Onun şair,kahin, sihirbaz ve bu gibi vasıflarla niteleyen müşriklerin iddiaları da reddedilmektedir. Hurufu Mukattaa  denilen ta ,sin, mim harfleri ile başlıyor. Bu Allah ile peygamber arasında bir şifre mahiyetinde olup!.. Bizim bilgimiz, âlimlerin bilgisi kesinlikle yoktur. (Ta) bir kelime (Sin)  bir kelime (Mim)bir kelime olmak üzere Hurufu Mukattaa olarak anılmaktadır.
 2-4”” Ey Muhammet! müşriklerin senin Allah’tan vahyi aldığına inanmamaları ve şair, kahin, sihirbaz diye  nitelemeleri seni üzmesin,onların inanmadıkları için kendini paralama.  
Zira Biz Allah olarak Kur’an‘ı sana Sıkıntı olsun diye vahy etmiyoruz. Senden istedikleri mucizeleri de yerine getirebilmeyi çok arzuladığını da biliyoruz. Ancak Biz sana onların istedikleri mucizeleri değil de, insanlara tevhit hakikatini açık seçik anlatan Kur’an‘ın ayetlerini bahsediyoruz, Eğer  istemiş olsaydık onların tamamını sana ve getirdiklerine iman etmeye mecbur kılar ve zorlardık . Hepsinin senin mesajına inanmalarını sağlardık. Ancak Biz insanların özgür bir şekilde iman etmelerini istiyoruz.”” ((başka bir yorum yapmayacağım Kur’an-ı Kerimden 69 ayetten anladıklarımı belki BİRAZ DA UZUN OLACAK AMMA sabrınızı rica ederek Yazmak istiyorum.))
5-6 “”Müşrikler senin Allah‘ın peygamberi. Kur’an‘ın da vahiy kaynaklı olduğunu kabul etmemekte ve bu inkarlarının sonucunda; karşılaşacakları azabı da kendilerine hatırlattığında; Seni alaya almaktadırlar.. Kendilerine tevhit hakikatini ve senin peygamberliğini açıkça gösteren o kadar ayet geldiği halde ısrarla hepsini reddetmektedirler.  İşte şimdi onlara, daha önceki peygamberlere karşı benzer tutum içinde olanların nasıl bir hüsranla karşılaşacağını anlatacağız.””
TEVHİT HAKİKATİNİN DELİLLERİ
7-9 “”Allah’tan başka varlıklardan medet umarak onları Allah’a ortak koşan. Senin peygamberliğine karşı çıkan ve ahiret uyarılarını alaya alan müşrikler. Allah‘ın cansız, topraktan nasıl türlü türlü bitkiler yetiştirdiğini hiç görmezler mi. Donmuş ve katılaşmış toprağa yeniden hayat veren ve oradan sizler için her türlü bitkinin yetişmesini sağlayan, Allah elbetteki onları yeniden diriltmeye de kadirdir. Onların medet umdukları varlıkların ise hiçbir gücü asla yoktur.  Aslında bu durum düşünen, aklını kullanan ve ibret alanlar için Tevhid-i yeterince anlatan dersler ihtifva etmektedir. Fakat Mekkeli müşriklerin çoğu bunları düşünüp iman etmezler. O halde sen onların bu ısrarlı inkarlarına üzülüp kendini harab etme. 
Her şeye muktedir olan Allah peygamberlerine bu şekilde davrananları cezasız bırakacak değildir. İman edenlere karşı ise son derece merhametlidir. Ayrıca merhameti sebebiyle inkarcıları ise derhal cezalandırmamakta, tövbe etmeleri için onlara Süre ve fırsat vermektedir. “”
10-17””MUSA PEYGAMBERİN TEVHİT MÜCADELESİ:
“” Elçimiz Muhammet! müşriklerin inkarlı ve israrlı inkarları Seni üzmesin. Onlardan önce de nice toplumlar, gönderdiğimiz elçilere benzer şekilde davranmışlardı. Fakat elçilerimiz sabır ve kararlılıkla mücadelelerine devam ettiler ve sonuçta inkarcılar karşısında muzaffer oldular.  İşte bu elçilerimizden biri daha önce de sana kıssasını anlattığımız Hz. Musa idi. O vaktiyle Biz ona peygamberlik görevini vermiş ve halkını ezen, zalim firavunu ve erkanını uyarmak üzere göndermiştik. Fakat o firavun ve erkanının kendisini yalanlamalarından çekinmiş. Daha önce de yanlışlıkla bir Mısırlı Kıptiyi öldürdüğü için; Oraya tekrar  dönmekten korkmuştu. Mesajı yeterince anlatamayacağını düşünerek kardeşi Harun’un da kendisine yardımcı olarak verilmesini istemişti. Biz de ona korkmamasını söylemiş ,kendisine destek olacağımızı bildirmiş ve firavunna gidip ona kendilerinin Allah‘ın elçileri olduğunu söylemelerini ve köleleştirdiği İsrail oğullarını serbest bırakmalarını emretmiştik”.”
18:19 “”Hz. Musa firavunun karşısına çıkıp ona mesajımızı iletince, firavun ona şöyle dedi, sen şu sarayda büyütdüğümüz çocuk değil misin.  Yıllarca sarayda nimetler içinde yaşamış sonra da nankörlük Edip bizden birini öldürmüş ve kaçıp gitmiştin. Şimdi karşıma çıkıp peygamber olduğunu mu iddia ediyorsun.””
 20:22-“” Musa buna şöyle cevap verdi. O bahsettiğin olay bir kaza id. Ben o adamı öldürmek kastıyla itmemiştim. fakat ölen kişi sizin adamlarınız olduğu için her halükarda beni öldüreceğinizi düşünmüş ve bu endişeyle kaçmıştım. Derken yıllar sonra Rabbim beni peygamber olarak seçti. Bana vahyi verdi ve seni uyarmak üzere gönderdi. Başıma kalkmaya çalıştığın  o saray nimetleri ise senin kendi malın değildir. Onlar köleleştirdiğin mazlum İsrail oğullarının sırtından kazandığı servetten ibarettir . Ayrıca sen İsrailoğulları‘nın erkek çocuklarını öldürmeye başladığın için benim Annem beni sandıkla nehre bırakmış ve sonuçta saray görevlileri tarafından bulunmuştum. Dolayısıyla sana herhangi bir minnet borcum kesinlikle yoktur.””
 23:29-“” Musa’nın Allah‘ın peygamberinin 
olduğunu söylemesi üzerine. Firavun ona şöyle dedi. Bu âlemlerin Rabbi diye nitelendirdiğin ve seni elçi olarak gönderdiğini soyledigin ilah neyin nesidir?  Musa beni elçi olarak gönderen Allah şu muhteşem gökleri , yeryüzünü ve kainatta bulunan her şeyi bir düzen içerisinde yaratan yüce bir kudrettir. Yeter ki sizler kainata bu gözle bakmasını ve ondan ders almasını biliniz diye cevap verdi. Firavun çevresindekilere dönüp şaşkınlıkla, duyuyor musunuz şu adamın dediklerini, diye söylendi.Musa konuşmasına şöyle devam etti. Beni elçi olarak gönderen Allah sizleri de sizden önce yaşayan atlarınızı da mükemmel birer insan olarak yaratan kudret‘tir Bunun üzerine firavun alaycı bir şekilde insanlara dönüp.((Bakın size elçi olarak gönderilmiş şu adam olsa olsa aklını kaybetmış biriydi dedi. Musa ise Allah Doğu’nun batının ve ikisi arasında bulunan her şeyin mutlak hakimdir ibadet edilmeye layık yegane kudrettir diyerek mesajını tamamladı.)) Firavun Musa’nın bu etkili sözlerine verecek cevap bulamayınca öfkelendi ve bana bak bu ülkede benim inandığımdan başka ilah yoktur eğer başka bir ilah iddia edersen hapsedilsin diye tehdit savurdu.))””
 30 37 “” Firavun bu tehdidi karşısında, Musa şöyle dedi: Allah‘ın peygamberi olduğumu kanıtlayacak bir delil göstersem tavrın değişebilir mi? Firavun buna cevaben göster bakalım neymiş Delilin dedi. Musa da elindeki asayı yere attı ve asa birden bir büyük yılana dönüşü verdi ve  ardından elini koynuna soktu onu çıkardığında parlak bir ışık saçıyordu. Fakat iravun bunları görünce Musa’yı sihirbaz olmakla suçladı ve etrafındakilere dönüp bu adam sihirbazın teki. Biliyor elli ki böyle sihir numaralarıyla insanları etkileyip çevresine toplamak ve bizi devirip ülkeyi ele geçirmek istiyor. şimdi söyleyin bakalım görüşünüz nedir? Me yapalım bu adama karşı dedi? Çevresindekiler onu ve kardeşini tutukla bütün ülkeye haber salıp en usta sihirbazları topla ve onun karşısına çıkar.  Halk onun yaptığının sıradan bir sihir olduğunu görsün diye görüş bildirdiler."
 38 40 -“” Firavunun emriyle ülkenin bütün sihirbazları toplandı. halka Sihirbazlar ile Musa arasında büyük bir düello yapılacağı duyuruldu. Her kes davet edildi . Firavun bu ülkede benden başka ilah yoktur  burada dedi.(( Kur’an da dininin bir inceliği söz konusudur. Bilinmektedir ki firavunlar Mısır’da kendilerini ilahi olarak değil de ilahın temsilcileri olarak görmektedirler. Bu durum Kur’an‘ın ifadesiyle   kendini ilah olarak görmek şeklinde anlatılmaktadır. Nitekim dini önderlik konusunda haddi aşan din adamlarının edindiklerini ifade eden Kur’an‘ın bu ifade inceliği dikkate alınmalıdır. Firavunun karşı çıktığı şey Allah‘ın üstünlüğü  değil Musa’nın peygamberliğidir. O na göre Mısır’da ilah adına konuşabilecek yegane kişi firavun un  kendisidir.  İlerleyen ayetlerde Musa’nın Mısır’da yönetimi ele geçirecek olmasından dini bozmasından endişe ettiği ifade edilmektedir. DOĞRUSUNU ANCAK ALLAH BİLİR))
 41 48-“” Sihirbazlar Saraya geldiklerinde firavuna ,Musa’ya galip geldikleri taktirde ödül alıp alamayacaklarını sordular. İyi bir ücret istediler. Firavun da elbette ödül alacaksınız. Yeter ki siz Musa’nın sihrinden daha güçlü bir şihir yapın. Onun peygamber değilde sihirbaz olduğunu ortaya koyun. O takdirde sizleri yakın çevremdeki seçkinler arasına dahil ederim diye vaatte bulundu. Bu büyük ödül vaadini alan Sihirbazlar kendilerinden emin bir şekilde Musa’ya Haydi bakalım önce sen mi hünerlerini göstermek istersin yoksa biz mi gösterelim diye meydan okudular. Musa siz başlayınız diye karşılık verdi. bunun üzerine onlar yüce Firavun adına kesinlikle bir üstün geleceğiz diyerek ellerindeki ipleri ve değnekleri ortaya attılar ve yaptıkları büyülerle insanların gözlerini  etkilediler. Ancak Musa asasını yere atınca birden asası devasa bir yılana dönüşü verdi ve onların ip ve değneklerle yaptıkları şeyleri boşa çıkardı. böylece Musa’nın yaptığı şeyin sihir değil Allah tarafından verilen bir MUCİZE olduğunu ve  sihirbazların yaptıklarının ise sadece bir aldatma ve göz bayram olduğu açıkça ortaya çıkmış oldu .Başlangıçta kendilerinden gayet emin olan Sihirbazlar bu ilahi mucize karşısında güçsüzlüklerini itiraf ettiler ve secdeye kapanıp pişmanlık içinde şöyle dediler. Bu bir sihir değil demekki Musa gerçekten Allah‘ın peygamberiymiş. Biz de görünür görünmez bütün varlıkların yaratıcısı ve Rabbi olan Allah‘ın gerçekten de Musa ile Harun’u elçi olarak gönderdiğine inanıyoruz dediler.””
 49”” Bunun üzerine de firavun Sihirbazlara dönüp şöyle dedi; Benden izin almadan Musa’ya iman mı ettiniz anlaşılan Musa sizin ustanızmış ve hep birlikte bu tuzağı kurmuş ülkeyi ele geçirip bizi alaşağı etmeyi hedeflemiş.Bu isyankarlıklarınızın cezası olarak ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi idam edeceğim.””
 50 51”” Musa’nın peygamberliğine iman eden Sihirbazlar firavunun bu tehditleri karşısında. Senin tehditlerin bizi bu inancımızdan döndüremez. Elbet bir gün öleceğiz ve Rabbimize döneceğiz. ve kimin haklı olduğunu hesap gününde göreceksin. Bizim için önemli olan senin tehditlerin değil.Bizim  sihir ve diğer günahlarımızı Allah‘ın affetmesidir ki Musa’ya ilk inananlar olmamız hasebiyle, onun bizi bağışlayacağını ümid ediyoruz diye cevap verdiler.””
 52 66-“”. Sihirbazlar Musa’ya iman edince insanların bir kusmı ve İsrailoğulları da ona iman edip; Biz de Musa’ya!.. Firavunun kendilerini cezalandırcağını, bu sebeple İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarmasını bildirdik. Böylece İsrailoğulları firavun zulmünden kurtulmak için Musa’nın önderliğinde yola koyuldukar ve  mısıri terk ettiler. Ne var ki firavun ordusunu topladı ve onların peşine düştü. bütün ülkeye haber salarak Musa ve ona inananların ülkede bozgunculuk çıkarmak isteyen bir avuç kişiler olduğunu, Tehlike arz ettiklerini fakat yönetimin gerekli tedbirleri almış olduğunu da ilan etti sabaha doğru Musa ve ona inananlar Nil kıyısına geldiklerinde, firavun ordusu onlara yetişmek üzereydi. Artık iki grup birbirini görecek kadar yaklaşmışlardı. O sırada Musa’nın yanındakiler büyük bir korkuya kapılıp telaşlandılar yolun sonuna geldik. yYkalandık dediler. Elçimiz Musa onlara korkmayınız Allah bizimle beraberdir. Diyerek cesaret veriyordu. Bu sırada Biz Musa’ya yakalanmaktan, yahut bulunmaktan korkmamasını ve asasını denize vurmasını emrettik. deniz her bir tarafı bir Yalçın dağ gibi iki tarafa doğru çekildi ve ortada oluşan boşluktan Musa ve  ona inananlar karşıya geçip kurtuldular. Firavun ve adamları suyu geçerken arkalarından sular tekrar birleşti ve hepsi boğularak can verdiler. Böylece biz Mısır’da uzun zamandır İsrailoğullarını köleleştirmiş olan firavun ve Erkanının saltanatına  son vermiş olduk. ellerindeki hazineleri, sarayları, bağları ve bahçeleri İsrailoğulları’nın miras almalarini sağlayarak ganimet olarak vermiş olduk. O günkü Müslümanlara.””
 67 68-“” Bütün bunları aslında aklını kullananlar için, Allah‘ın peygamberlerine iman  etmemenin kötü birer sonunu gösteren bir ders niteliğindedir fakat Mekke müşriklerinin çoğu bu ibretlere rağmen, Muhammed’in peygamberliğine inanmamakta ısrar etmektedirler. Ey elçimiz Muhammed sen onların bu tavırlarına aldırma. Unutma ki Rabbin o müşrikleri eğer yaptıklarından vazgeçmezlerse cezasız bırakacak asla değildir. Fakat onlara merhametiyle muamele etmekte ve sana iman etmeleri için süre tanımaktadır. Tevhide ve senin peygamberliğine inananlar ise ilahi rahmete ve lutfa mazhar olacaklardır. İşte biraz çok uzun oldu ama bugüne kadar yazdıklarımdan fazla uzun oldu ama. lütfen sakin zamanınızda 15 dakikanızı ayırarak mutlaka bu haftaki uzun sohbeti ve Kur’an-ı Kerimin mealini  bu peygamber kıssasını  okuyarak tefekkür Edip hareket ve davranışlarınıza bugün yaşadıklarımıza bugün bize hadiseyi yaşatanlara firavunun benzeri olan kişilere bizim Benzerimiz olan kişilere teşmil etmek suretiyle düşünmenizi tavsiye ediyorum cuma ile mübarek olasınız hayırlı günler ve  hayırlı amelleriniz olsun inşaAllah